CHP ve İYİ Parti Polislerin Asıl Sorunlarını Madde Madde TBMM'de Açıkladı

CHP ve İYİ Parti Polislerin Asıl Sorunlarını Madde Madde TBMM'de Açıkladı
CHP ve İYİ Parti milletvekilleri TBMM Genel Kurulunda polis memurlarının taleplerini madde madde dile getirdi.

MAHMUT TANAL (İstanbul) –  Değerli arkadaşlar, polislerimizin sorunlarını dile getirirken ilk önce, polisin Türkiye’de bulunan sorunlarını “maddi olan sorunları” ve “maddi olmayan sorunları” olarak ikiye ayırmak lazım. Polislerimizin sorunlarının çokluğu doğal olarak güvenlik hizmetlerinde başarı ve kaliteyi de düşürmektedir.

Polislerin maddi olan sorunlarını eğer başlıklar şeklinde sayacak olursak:

Birincisi, polisin mevzuattan kaynaklanan sorunları.

İkincisi, polisin ücret, giyim, kuşam ve diğer maddi haklarla ilgili ekonomik sorunları.

Üçüncüsü, polisin silah ve mesleki diğer donanımlardan kaynaklanan sorunları.

Dördüncüsü, mesai durumu ve çalışma ortamı.

Beşincisi, tayin-terfi konusunda.

Altıncısı, sağlık, sosyal yardım hizmetleriyle ilgili.

Polisin ekonomik olmayan sorunlarıysa şunlar: Polisimizin can güvenliği sorunu; polisin motivasyon eksikliği ve psikolojik sorunları -son yıllarda çok fazla intihar vakaları yaşanmakta- polisin yaşamış olduğu ailevi sorunları; adliye, askeriye, jandarma, politik kurumlar olmak üzere polisimizin diğer kurumlarla yaşadığı sorunlar; polisimizin hizmet içi eğitimle ilgili yaşamış olduğu sorunlar; polisin temel ve insan haklarıyla ilgili sorunları;  polis memurlarımızın yaşadığı amir-memur ilişkilerinden doğan sorunlar.

Bunları özet olarak geçtikten sonra asıl olan sorun şu: Bugüne kadar her fırsatta ve sürekli dile getirmiş olduğumuz, siyasi iktidarın da polise seçim vaatlerinin arasında söylediği 3600 ek gösterge. Maalesef siyasi iktidar bugüne kadar vadettiği hâlde bunu yapmıyor. Ana muhalefet partisi olarak kanun teklifleri verdik. Bu kanun teklifleri, sadece Cumhuriyet Halk Partisi değil, diğer muhalefet partileri de verdiği hâlde burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilgili komisyonlarında beklemektedir; bunun bir an önce Parlamentoya gelip yasalaşması lazım. Emniyet mensuplarının çalışma saatleri, özlük hakları ve ekonomik anlamda 3600 ek göstergeleri âdeta bir yılan hikâyesine dönüştü. Bunun bir an önce Parlamentoya gelip yasalaşması lazım.

Polislerimiz yasal anlamda, mevzuat anlamında jandarmayla aynı yasaya tabi oldukları hâlde özlük haklarına baktığımız zaman, polisin özlük hakları jandarmanın çok çok gerisinde. Yasalar nezdinde eşitlenen jandarma ve polise baktığımız zaman, ikisi de şehit oluyor, ikisi de ağır koşullarda çalışıyor, ikisi de ülkenin güvenliğini sağlıyor ancak mali eşitlikleri yok. Jandarma emekliye ayrıldığı zaman 5 bin ila 7 bin arasında emekli maaşı alıyor, polisler emekliye ayrıldığı zaman 2.000 ila 2.500 arasında emekli maaşı alıyor.

Polislerin daha önce POLSAN’a kayıtlı olma zorunlulukları yoktu, sonradan yasayla zorunluluk getirildi. POLSAN’ın OYAK gibi iyileştirilmesi lazım. OYAK’ta nasıl düşük faizle kredi veriliyorsa bu anlamda polislerin de bundan yararlanması lazım.

Polisler gece gündüz demeden sürekli nöbette. Örneğin, saat üç buçuk, dörtte göreve davet edildikleri zaman servis yok, araç yok “Hangi imkânlarla giderseniz gidin.” deniliyor. Bu şekilde, saat üç buçukta, dörtte gerek nöbetlerinin bitmesi gerekse nöbetlerinin başlaması hâlinde, görevli polis arkadaşlarımıza mutlak surette araç tahsisi gerekmektedir.

Aylık 610 TL mesai ücreti veriliyor. Hafta sonu yok, resmî tatil yok, dinî bayram, millî bayram yok; 610 TL fikslenmiş durumda. Bu anlamda polisler gerçekten mağdur.

Maçlara özel güvenlik görevlileri gönderiliyor. Özel güvenlik görevlileri para aldığı hâlde polis para almıyor. Peki, arkadaş, benim bakkal dükkânım varsa, benim manavım varsa benim kapımda polis bekliyor mu?

FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) – Polisler de alıyor, polisler de.

MAHMUT TANAL (Devamla) – Polislere verilmiyor, dışarıdaki polislere sorun arkadaş. Yani keşke verseniz.

FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) – Polisler alıyor, alıyor.

MAHMUT TANAL (Devamla) – Polise veriyorsanız özür diliyorum. Zamanımızı almayın, sizden istirham ediyorum.

Değerli arkadaşlar, polislerimizin sorunlarını anlatsak sabaha kadar bitmez.  Efendim, mesela mitinglere, konserlere özel güvenlik görevlisi gidiyor, ücret alıyor. Peki, manav ile bakkalın kapısında özel güvenlik görevlisi bekleyince… Mademki mitinglerde para alınıyor, e polise niye vermiyorsun kardeşim?

MAHMUT TANAL (Devamla) – Sayın Başkan, çok önemli bir sorun.

Yani bu anlamda, polisi dış göreve gönderdiğiniz zaman -ya Allah’tan korkun- sandviç, bir ekmek veriyorsunuz, içine 1 tane de gofret koyuyorsunuz yani arkadaşlar doymuyor bu insanlar ya, aç; o sandviç yetersiz, küçük; biraz onun kalorisini yükseltin.

FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) – Yaptık, yaptık; kanunlaştı o.

MAHMUT TANAL (Devamla) – Burada Emniyet müdürleri gayet rahat. Polis arkadaşlarımız Emniyet müdürlerinin iki dudağının arasında. Kılıfına uyduruyorlar, herhangi bir şehre tayin çıkarılıyor; yazıktır, günahtır; polislerin aile düzeni ve sosyal yaşantısı bu anlamda bozuluyor.

Polisler liyakat ve kıdem anlamında da büyük sıkıntılar yaşıyor. Liyakatte ne esas alınıyor? Ya siyaset esas alınıyor ya cemaat esas alınıyor ya da tarikat esas alınıyor. Arkadaşlar, bana verilen bilgilere göre şu anda yine polis teşkilatı içerisinde değişik değişik cemaat grupları egemen ama burada Menzil tarikatının daha egemen, yoğun olduğu söyleniyor. Ya, arkadaşlar, 15 Temmuz darbesinden ders almadınız mı? Sizden rica ediyorum, sizden istirham ediyorum, devlet hukukla yaşayabilir sayın vekiller.

Devlet hukukla yaşar, devlet cemaat hukukuyla yaşayamaz. Onun için… Burada itiraz eden arkadaşlarımızın herhangi bir cemaatle bağlantıları var mı, yok mu bilemiyorum ama demek ki ağır bir şeye basmış olduk, yaralarına basmış olduk.

Son sözlerimi şu şekilde bitiriyorum: Sayın Başkanım, Türkiye’de 971 başpolis var. Kanunen bunların kıdem anlamında dört yılda bir yükselmesi gerekirken sekiz yıl geçtiği hâlde bu arkadaşlarımızın yükselmesi için maalesef imkân tanınmadı. Bu anlamda, bu arkadaşlarımızın en azından kanunen yükselmesi gerekiyor.

Polis arkadaşlarımıza amirleri tarafından mobbing uygulanıyor. Bu mobbing de hem insanı açıdan, ceza açısından suç teşkil etmektedir.

İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL OK (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ PARTİ Grubumuzun hazırlamış olduğu polislerimizin çalışma koşullarındaki sorunların tespiti ve çözüm yollarının belirlenmesi için vermiş olduğumuz araştırma önergemiz üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle başta Sayın Başkan olmak üzere bütün milletvekillerimizi partim ve şahsım adına muhabbetle selamlıyorum

Değerli milletvekilleri, Türk polis teşkilatımız yüz yetmiş dört yıldır ülkemizde huzur ve güven ortamının korunmasının en büyük güvencesidir. Hakka, hukuka, vicdana ve ahlaka uygun şekilde milletimizin can ve mal güvenliğinin sağlanması için fedakârca görev yapan polislerimiz özlük hakları başta olmak üzere toplum içerisinde birçok sorunla baş başadırlar. Dünyanın bu en zor coğrafyasında başka ülkelerdeki meslektaşlarından çok daha ağır ve geniş bir sorumluluk sahasında faaliyet gösteren Türk polisimiz her türlü organize çetelerle ve hain terör örgütleriyle mücadele etmenin yanında çocuklarına ve eşlerine de iyi bir hayat yaşatabilmek adına ekonomik sorunlarla mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Özlük haklarının bir türlü iyileştirilmemesi ve hayat pahalılığı birçok polisimizin meslekten ayrılmasına ve hatta maalesef intihar etmesine kadar varan üzücü olaylarla sonuçlanmaktadır.

Değerli milletvekilleri, şimdi, polis memurlarımızın bizlerden beklentilerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Yirmi beş yıl hizmet eden polisin en düşük devlet memuruyla aynı maaş üzerinden emekli maaşı alması sizce doğru mudur? Polislerimizin meslekte aldığı maaş üzerinden emekli edilmesi gerekmez mi? Polislerimizin çalışma şartları amir ve müdürlerinin iki dudağının arasında nasıl olabilir? “İkinci bir emir” kavramı ortadan kaldırılmalı ve polisin de insan olduğu hatırlanmalıdır. Emniyet teşkilatında, başka bölümlerden mezun olan gençlerimiz maalesef işsizliğin girdabından kurtulmak için polisliğe müracaat etmekte ve polis olmaktadırlar. Oysa, bütün polislerimizin liseden sonra en az dört yıllık bir eğitim alması gerekir; hatta askerî okullarda olduğu gibi, okuldan mezun olduğunda branşı belirlenmelidir. Polislerimizin bugün en büyük sorunlarından birisi bu eğitimdir.

Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik için ortak bir taltif sistemi kurulması gerekmektedir. Daha önce, FETÖ terör örgütünün suistimal ettiği ödüllendirme işinin tekrar hayata geçirilmesi ve objektif kriterlere bağlanması gerekmektedir.

Yine, polislerimizin çözülmesini en çok istediği 3600 ek göstergedir. Bütün siyasiler, özellikle AK PARTİ bu seçimlerden önce bu konuda söz vermelerine rağmen, hâlâ maalesef bu sözler yerine getirilmemiştir. Bunları bizler de sık sık hatırlatmaya devam edeceğiz.

Yine, üniversite mezunlarının göstergeleri 3000’e çıkarılmasına rağmen, lise mezunları hâlâ bu haktan mahrum edilmektedir. Bunun da düzeltilmesini talep ediyoruz.

Polislerimizin özlük haklarının jandarmanın özlük haklarıyla eşitlenmesi gerekmektedir. Bundan tam üç yıl önce, 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle Jandarma teşkilatının sivilleştirilmesi, Emniyet teşkilatıyla, Jandarma teşkilatının eşitlenmesi amaçlanmıştı ancak yasalar nezdinde eşitlediğimiz jandarma ile polislerimiz maalesef hâlâ özlük hakları nezdinde eşitlenmemiştir.

Yine, polislerimizin en büyük sorunlarından bir diğeri de mesaidir, ucu açık mesaidir daha doğrusu. Amirlerinin iki dudağı arasında, mesainin ne zaman biteceği belli olmayan  çalışma koşullarında polislerimizin ruh hâlinin sağlıklı olması söz konusu değildir. Bu, aile bağlarını da zayıflatmaktadır, özellikle polislerimizi psikolojik anlamda sıkıntıya sokmaktadır ve bunun için verilen ek ücret de burada dile getirilmeyecek kadar komiktir. Polislerimiz diğer memurların neredeyse iki katı kadar maalesef mesai yapmak durumunda kalmaktadırlar.

Tabii, bu kısa zaman zarfı içerisinde polislerimizin bütün sorunlarını buradan dile getirmek mümkün değildir. Ama özellikle, polislerimiz liseden sonra en az dört yıl eğitim almalı, iyi bir yabancı dil bilmeli, özellikle kendileriyle ilgili bütün araçları kullanabilecek şekilde yetiştirilmelidir.

3.600 ek göstergeleri mutlaka halledilmeli ve jandarmayla aralarındaki özlük haklarındaki uçurum, dengesizlik giderilmeli, polisler lehine geliştirilmeli ve mesai şartlarının ağırlığı mutlaka düzeltilmeli.

Ben, polislerimizin sorunlarını gerçekten bu kadar kısa sürede dile getirilmesinin mümkün olmadığına inanıyorum. Ama özellikle vatanı ve milleti için, toplumun huzur içerisinde yaşaması için her türlü hain terör örgütlerine karşı ve çetelere karşı mücadele eden polislerimizden hayatını kaybedenlere, şehadet şerbetini içenlere Allah’tan rahmet diliyorum, gazilerimize de hayırlı, huzurlu ömürler diliyorum. Polis demek, huzur demek, adalet demek, güvenlik demek. Ben, bu vesileyle burada bütün siyasi parti gruplarına sesleniyorum: Bu konu siyasetüstüdür, bu önergeye hep beraber “evet” oyu vermenizi özellikle arz ediyorum.

CHP GRUBU ADINA MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) – Polislerimizin sorunlarına özet olarak değinmek istiyorum: Polislerimiz, emekli olunca maaşları neredeyse yarı yarıya düştüğünden dolayı yaş haddine kadar çalışmak zorunda hissediyorlar kendilerini; emekli olunca da şiddetli geçim sıkıntısı yaşadıklarından dolayı ek bir iş yapmaya çalışıyorlar, bu da psikolojik olarak onları daha da zor duruma sokuyor. Bu nedenle polislerimizin en çok çözülmesini istediği sıkıntı 3600 gösterge, zaten bunun da sözü verilmişti; her seçim öncesinde tekrarlanıyor ama bir türlü yerine getirilmiyor.

Diğer bir sorun şu: Polislerimiz ortalama iki yüz kırk saat çalışmaktalar, ek görevlerle birlikte bu süre dört yüz saate kadar varabiliyor. Bunların çalışma sürelerinin, senelik ve haftalık izinlerinin, fazla mesai ücretlerinin yeniden tanımlanması gerekiyor ve ek görev tazminatının da verilmesi gerekiyor.

Ayrıca, görev tanımları da çok açık, görev tanımları dışında birçok iş yaptırılmaktadır. Hani şu meşhur emir var ya “İkinci bir emre kadar…” Öyle başlayan cümleler en tehlikeli cümlelerdir, ucu açıktır ve bu şekilde de sıkıntı yaşamaktalar.

Özlük haklarına baktığımızda, kendilerini Jandarmayla karşılaştırıyorlar çünkü İçişleri Bakanlığına bağlılar, haklılar; jandarmaya neyse polise de aynı hakların verilmesi gerekiyor.

Ayrıca, ilginç bir nokta, bazı birimlerde -Çevik Kuvvet ve Terör haricinde- polislerimize cop, polis rozeti, tabancasına taktığı o fişekler, polis yelekleri parayla veriliyor “Kendi paranla al.” deniliyor. Bunun devlet tarafından verilmesi gerekir.

Ayrıca, POLSAN sandığı var biliyorsunuz, burada da OYAK benzeri bazı iyileştirmelerin yapılmasını kendileri beklemekteler.

Tabii, polislerimizi söylediğimizde bekçileri de es geçmemek lazım, onlar da en yakın yardımcılarıdır kendilerinin. Bekçiler görev aldıktan sonra -iyi bir uygulama- suç oranında gözle görülür bir iyileşme oldu, özellikle gece yaşanan hırsızlık, kapkaç, yankesicilik suçlarında da düşme var. Dolayısıyla, 22.00-06.00 arası görev yaptıklarından dolayı onlara da fiilî hizmet süresi zammının yani yıpranma payının verilmesi gerekiyor. Artı, aile yaşamları da ciddi manada olumsuz etkilendiğinden dolayı izin sürelerinin de artırılması gerekmektedir. Bekçileri söylediğimizde de tabii korucuları da es geçmemek lazım. Onlar da yiğit ama mali açıdan da gariban bir camiadır. 2.162 lira maaşla gerçekten geçinmeleri zordur, emekli ikramiyesi alabilme, çocuk parası, engelli parası, doğum yardımı alabilme gibi özlük haklarından yararlanmaları gerekmektedir.

Kamubiz.com ÖZEL/ ANKARA

FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

TWİTTER'DAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.