MHP'den SYDV çalışanları için Meclis araştırma önergesi

MHP'den SYDV çalışanları için Meclis araştırma önergesi
10 bine yakın sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı personelinin kadro talebi Meclis'te dile getirildi. MHP tarafından Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı çalışanlarının sorunlarının belirlenmesi amacıyla verilen Meclis araştırma açılması önergesi, TBMM'de görüşüldü

10 bine yakın sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı personelinin kadro talebi Meclis'te dile getirildi. MHP tarafından Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı çalışanlarının sorunlarının belirlenmesi amacıyla verilen Meclis araştırma açılması önergesi, TBMM'de görüşüldü.

MHP GRUBU ADINA İZZET ULVİ YÖNTER'İN KONUŞMASI

22 Şubatta, geçtiğimiz ay, Türkiye Büyük Millet Meclisine biz Meclis araştırma önergesi vermiştik. Bu Meclis araştırma önergesinde sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarında çalışan yaklaşık 10 bin kardeşimizin sorunlarının araştırılarak buna karşı geliştirilecek tedbirlerin alınmasını teklif etmiştik, bugün de çok şükür bu önergemiz Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine gelmiştir.

Türkiye genelinde, şu anda il ve ilçelerde yaklaşık bin sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfında 10 bine yakın vatan evladı çalışmaktadır. Bu 10 bin kardeşimizin pek çok sorunu vardır. Bu sorunların çözümüyle ilgili zaman zaman grubumuzdan değerli milletvekillerimizin, örneğin Grup Başkan Vekilimiz Samsun Milletvekili Erhan Usta Bey’in de kanun teklifiyle, şahsen benim soru önergem, Sayın Bakana bizzat göndermiş olduğum yazılı mesajla bu kardeşlerimizin, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfında çalışan kardeşlerimizin sorunlarının çözülmesini talep ettik.

Aslında sorunun çözümü çok basit, bu 10 bin kişinin kadroya alınması, iş güvencesine kavuşturulması elzemdir, acildir, süratle gerçekleşmelidir. İnanıyorum ki Türkiye'nin dört bir tarafından, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfında çalışan kardeşlerimiz, tüm parti gruplarına bulunan milletvekillerimize de mutlaka mesaj gönderiyordur, kendi ihtiyaç, istek ve tekliflerini ulaştırıyordur. Bu kardeşlerimiz mağdur değerli arkadaşlar, bu kardeşlerimiz uzanacak bir el bekliyor, Türkiye Büyük Millet Meclisinden yükselecek bir irade gözlüyor. Şimdi, biz, bu kardeşlerimizle ilgili düşüncelerimizi, tavrımızı ortaya koydukça elbette bunlar umutlanıyorlar ve bir beklentiye kapılıyorlar. Bu kardeşlerimizin, vakıf çalışanlarımızın sorunları Mecliste çözülmeyecek de nerede çözülecek? Bu kardeşlerimiz devlet memurlarında aranan genel şartlara sahipler; yükseköğretim mezunu ve yabancı dil biliyorlar, aynı zamanda KPSS sınavında aranan notu alarak işe giriyorlar ama bu kardeşlerimiz maalesef kadrodan mahrumlar, iş güvenceleri yok.

Değerli arkadaşlarım, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları 3294 sayılı Kanun’a istinaden bu kanunun amacına uygun faaliyet ve çalışmalar yapmak maksadıyla 1986 yılında yayımlanmış bir Başbakanlık genelgesinin ekinde ifade edilen, dercedilen senetle ve Türk medeni hukukuna bağlı olarak çalışıyorlar. Bu kardeşlerimiz sosyal devlet ilkesini hayata geçiriyorlar, sosyal devlet ilkesinin gereğini yapıyorlar. Mesela, 2022 sayılı Yasa’da sayılan engelli aylığını, engelli yakını aylığını, 65 yaş aylığını, öksüz, yetim aylığını, muhtaç asker ailelerine, yakınlarına verilen aylıkları, bütün bu ihtiyaçları, talepleri bu sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfında çalışan kardeşlerimiz gerçekleştiriyor. Kömürse dağıtan bunlar, gıda ve barınma gibi ihtiyaçlarla ilgili gerekli çalışmayı yapan bu kardeşlerimiz ve bunlar şu anda il ve ilçe bünyelerinde çalışıyorlar, iş güvenceleri yok az önce de vurguladığım gibi, herhangi bir şekilde tayin hakları yok. Evlenmeleri hâlinde, işte, kocası bir yerde, eşi diğer yerde, başka bir ilde, bunlar buluşamıyor; ev birlikteliği, aile birlikteliği sağlanamıyor ve bu kardeşlerimizin bizlerden, Türkiye Büyük Millet Meclisinden, Hükûmetten beklentisi, sorunlarının çözülmesi, taleplerinin görülmesi, ihtiyaçlarının giderilmesi ve elbette kadroya alınmaları. Biz buna sessiz kalamayız, bunu görmezden gelemeyiz.

Bu maksatla, Sayın Grup Başkan Vekilimizin vermiş olduğu kanun teklifi de çok değerli ve biz, bu Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında, vakıflarında çalışan on bine yakın kardeşimizin sorunlarının araştırılarak bulunacak çözüm yollarının hayata geçirilmesini, son tahlilde de bu arkadaşlarımızın, bu kardeşlerimizin kadroya alınmalarını talep ediyoruz. Ve bunların -yani vakıfların- kamu tüzel kişiliğine kavuşturulmasını istiyoruz. Hakları değil mi?

Dolayısıyla bunların süratle yapılacağına inanıyorum. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında çalışan on bin kardeşimizin gözünün kulağının bugün burada olduğuna inanıyorum. Ve her birinizin vicdanına sesleniyorum: Gelin, bu kardeşlerimizin sesini duyalım. Araştırma önergemizin gereğince komisyonumuzu kuralım ve bu kardeşlerimizi de hitamında kadroya alalım.

HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL'UN KONUŞMASI

Öncelikle yeni görevinizde başarılar diliyorum. Örnek bir yönetim sergileyeceğinizden hiç kuşku duymuyorum.

Değerli milletvekilleri, aslında Milliyetçi Hareket Partisinin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında çalışanların sorunlarıyla ilgili verdiği bu önerge deve misalini bize hatırlatıyor. Hani deveye sormuşlar ya “Neren eğri?” diye, dönmüş demiş ki: “Nerem doğru?”

Bu ülkenin neresi doğru değerli arkadaşlar, neresi sorunsuz? Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında çalışanların sorunları var da diğer vatandaşların hiçbir sorunu yok mu? Bu ülke baştan sona sorunlar ülkesine ve çözümsüzlük derecesine ulaşmış durumdadır.

CHP GRUBU ADINA NİYAZİ NEFİ KARA'IN KONUŞMASI

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarında bugün çalışmakta olan 10 bine yakın insanımız mevcuttur.  Bunların işe alımları memurlar gibi KPSS, yabancı dil, dört yıllık bir okul mezuniyeti gibi koşulları gerektiriyor ama memurlar gibi güvenceleri yok. Gerçi OHAL koşullarında memurun da güvence hakkı yok, onu da biliyoruz.

Maalesef devletin personelini istihdam anlayışındaki yanlışlıklara da bir örnek de bunlardır. Yapılan yardımların belirlendiği, ihtiyaç sahiplerine dağıtımının yapıldığı, ulaştırıldığı güvenceden yoksun insanlar bunlar olmaması gerekiyor. İhtiyaç sahiplerinin tespitlerinin giderilmesi amacıyla sosyal devlet ilkelerinin uygulanması için uğraşan bu insanların da sorunlarını çözmemiz gerekiyor. Bu insanlar mağduriyetlerle karşı karşıya. Örneğin, bir ilden ya da ilçeden tayinleri yapılması gerektiğinde sadece becayiş olabiliyor ama onların kıdem tazminatları gibi diğer hakları da ellerinden alınıyor. Aynı zamanda bu çalışanların tayinleri de yapılamıyor. Aynı zamanda bu insanların yıllık, elli iki günlük tediye ücretlerinin de ödenmediğini ısrarla bize ulaştırdılar. Yardım için başvuru yapılan bu dosyalarda çok az sınırlı sayıda insanlar çalışıyor ancak malum, ülkemizin ekonomik ve sosyal koşullarındaki geriye gidişten kaynaklı da binlerce, on binlerce başvuruya çok az insan çok daha fazla çalışarak mağdur bir şekilde, aynı zamanda kendileri mağdur olarak yardım etmeye çalışmaktadırlar; bunun da giderilmesi gerekiyor.

Devletin, bu kurumlar devletin görevi olan sosyal faaliyetlerini yapan ama devlet kurumu olmayan özel bir yer mi, tüzel bir yer mi, yoksa Hükûmete göre çalışanların emeklerinin sömürüldüğü güzel bir yer mi karar vermesi gerekiyor. Bu insanların kadrolarının verilmesi gerekiyor. Gerçi “Taşerona kadro vereceğiz.” dediler, yüz binlerce insanımız kadroya geçemedikleri için bizleri aramaktadırlar. Taşeron işçilere “Hiç kimse açıkta kalmayacak.” dendi ama birçok insan burada bizlere ulaşmaktadır.

Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı çalışanları başta olmak üzere, taşeron işçilerin tamamı, yine onlar da dâhil olmak üzere bütün emeğin hakkı için mücadeleye devam ediyoruz. Bu önergeyi destekliyoruz. Gelin, emekçilerimizin haklarını alması için hep beraber, birlikte çalışalım diyoruz.

AK PARTİ GRUBU ADINA ATAY USLU'NUN KONUŞMASI

Değerli milletvekilleri, yardımlaşma ve dayanışma duygusu insanlık tarihi kadar eskidir. Bu duygu vakıf kurumunun da temelini teşkil eder. Vakıflarımız asırlarca insanlığa, hatta tüm yaratılmışlara büyük hizmetler sunmuş, sosyal devletin görevleri arasında bulunan eğitimden sağlığa, sosyal yardımdan sosyal desteğe, çevreden üretime kadar pek çok alanda önemli katkılar ortaya koymuştur.

Türkiye’de “sosyal yardım” ve “vakıf” denildiğinde ilk akla gelen kurum sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarıdır. Her ilçede bir sosyal dayanışma ve yardımlaşma vakfı faaliyet göstermektedir. Bu vakıflarımız bir yandan ihtiyaç sahiplerine ayni ve nakdî yardımlarda bulunurken, diğer yandan da bunların üretken hâle gelmesini sağlayacak projelere destekler vermektedir. Amaç insanların kendi kendilerine yeterli hâle gelebilmelerini sağlamak, amaç bu insanların üçüncü kişilere ihtiyacı olmadan yaşamlarını devam ettirebilmelerini sağlamaktır.

Sosyal yardımlaşma, dayanışma vakıfları ile bakanlık veya merkezî idareler arasında herhangi bir hiyerarşik ilişki ve yapı yoktur, her ilçedeki vakfın kendine ait bir sözleşmesi vardır. 81 il, 919 ilçemizde, toplamda bin noktada faaliyet gösterir bu vakıflar. Her vakfın hükmüşahsiyeti farklıdır, her vakıf bir özel hukuk tüzel kişisi olarak teşkilatlanmıştır. Bu teşkilatlanma, vakıf olarak örgütlenme hem vakıf kültürünün devamı açısından önemlidir hem de örgütlenmenin, teşkilatlanmanın yerinde olması, muhtaçlığın hızlı bir şekilde tespiti ve giderilmesi açısından çok önemlidir.

Vakıf çalışanları aracılığıyla sahada sosyal incelemeler yapılır, vakıf mütevelli heyetleri de kararlar verir. Vakıf mütevelli heyetlerinde hem kamu idarecileri hem yerel aktörler bulunur ve her türlü vakıf çalışanının istihdamına yönelik iş ve işlemler bu mütevelli heyetince yürütülür. Vakıf çalışanlarının mali ve özlük hakları 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabii memurlar açısından geri bir durumda değildir. Şu örnekleri verebiliriz: 2018 yılı Ocak ayı itibarıyla kamuda çalışan bir şube müdürü yaklaşık olarak 5.018 lira aylık alırken aynı statüdeki vakıf müdürü 5.500 lira ücret almaktadır. Öbür taraftan, kamuda yardımcı hizmet kadrosunda çalışanlar 3.200 lira maaş almaktayken aynı özelliklere sahip vakıf çalışanı 3.800 lira maaş almaktadır. Yine, sosyal incelemeci olarak çalışanlar kamuda 3.800 lira alırken vakıfta 4.500 lira almaktadır yani devlet memurlarından biraz daha fazla ücret almaktadır. Vakıf çalışanlarımız bugüne kadar muhtaçların tespitinde, ihtiyaçların giderilmesinde fedakârca çalışmışlardır, çok güzel hizmetler ifa etmişlerdir; bu ücretleri fazlasıyla hak ediyorlar.

Sayın milletvekilleri, sosyal yardım faaliyetlerinin hızlı ve esnek olabilmesi için, muhtaç kesimlere anında ulaştırılabilmesi için mevcut vakıf sistemimiz çok faydalı ve çok başarılı bir sistemdir. Bu yüzden mevcut vakıf sistemine devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Kamubiz.com ÖZEL HABER / ANKARA

(Sitemizden Alıntılanan Haberlerde Kaynak Gösterilmeden Kullanılması Halinde Yasal İşlem Yapılacaktır)

YENİ FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

TWİTTER'DAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
1 Yorum