Beraat ve Takipsizlik Kararının Disiplin Soruşturmasına Etkisi

29 Aralık soruşturmaları ile ilgili olarak söylenmedik, yazılmadık bir konu kaldı mı, diye düşünürken, idare mahkemelerinden gelen iptal kararlarına, adli mahkemelerden gelen beraat ve takipsizlik kararları da eklenmeye başladı. 

Bu noktada şaşırtıcı olan disiplin amirleri ve il disiplin kurullarının (İstanbul İl Disiplin Kurulu hariç); AİHM, Anayasa Mahkemesi, Danıştay içtihatlarını dikkate almayarak kitlesel disiplin cezası vermeye devam etmesidir. İş öyle anlamsız bir noktaya geldi ki, disiplin amirleri ve il disiplin kurulları, 657 sayılı DMK’de yer alan takdiri indirim düzenlemesini bile gözetmeden adeta noter gibi hareket etmektedirler. 

Bu durum ileride hem idare açısından, hem de idare ile kamu emekçileri arasında, içinden çıkılmaz sorunlara yol açacak, çalışma barışını bozacak, kamu otoritesini temsil eden yetkililere olan güveni ortadan kaldıracaktır.  

Bu noktada, ceza kovuşturması ile disiplin soruşturması ilişkisine bakmak gerekiyor. 657 sayıl Devlet Memurları Kanununun 131.maddesinin 2.fıkrasında, “Memurun ceza kanununa göre mahkûm olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezası uygulanmasına engel olmaz.” denilmektedir.  Ancak bu ifadeden, disiplin soruşturmasında ceza mahkemesi kararının dikkate alınmayacağı sonucun çıkarmamak gerekir. Anayasanın 125.maddesinde yer alan “İdarenin her türlü işlem ve eylemlerine karşı yargı yolu açıktır.” ve 129.maddesinde yer alan “Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz” hükümleri çerçevesinde idari yargıya konu olan disiplin cezalarının yargılamasında eğer varsa ceza mahkemesi kararı dikkate alınmaktadır. Konuya ilişkin yargı  kararları incelendiğinde; fiilin işlenmediği veya fiilin sanık memur tarafından işlenmediği gerekçesiyle verilen ceza mahkemesi beraat kararlarının başlayıcı olarak kabul edildiği, ancak diğer nedenlerle verilen beraat kararlarının bağlayıcılığı konusunda farklı kararlara ulaşıldığı görülmektedir.i 

Yine, ceza yargılaması sırasında suçun unsurlarının oluşmadığı ya da suçun itham edilen kişi tarafından işlenmediği anlaşıldığında disiplin cezası bakımından bağlayıcı bir sonuç doğacağından bu fiilin o kimse tarafından işlendiği gerekçesiyle disiplin cezası verilmemelidir. Öncelikle, mahkemenin beraat kararı, disiplin cezasının da sebep unsurunu oluşturan eylem ya da davranışın gerçekleşmemiş olması ya da bu fiilin sanık tarafından işlenmediği gerekçelerine dayanıyorsa, bu karardan sonra disiplin cezası verilmemesi gerekir. Beraat kararı, disiplin kurulunu ya da disiplin soruşturmasını yapan kişiyi bağlayacağından, bu suçun ilgili tarafından işlendiği gerekçesiyle disiplin cezası verilemez. Bu durumda, ceza mahkemesinin vereceği kararın beklenmesi gerekir. Bu bekleyiş disiplin cezası konusunda adil bir karar verilmesi ve olası haksızlıkların önlenmesi açısından önemlidir.ii 

29 Aralık eylemiyle ilgili olarak açılan bütün adli ve idari davalar kamu emekçileri lehine sonuçlanmıştır ve sonuçlanmaya da devam etmektedir. İzmir, Adıyaman, Siirt ve Mardin mahkemelerinden sonra Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı, 2016/5443 esas ve 2017/5925 sayılı kararında özetle; “yapılan soruşturma neticesinde, şüphelilerin üzerlerine atılı suçun TCK’nin 112.maddesinde düzenlenen eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi suçu olduğu, bu suçun maddi unsurlarının ve seçimlik hareketlerinin, cebir, tehdit veya hukuka aykırı başka bir davranışla bu hakkın engellenmesi olduğu, somut olayda şüphelilerin görevli oldukları okullara gitmeme, şeklindeki eylemlerinin tehdit ve cebir fiillerini içermediği, eylemin hukuka aykırı davranış olup olmadığı yönünden ise Danıştay 12.Dairesinin 2016/2893 esas ve 30/01/2016 tarihli kararının gerekçesinde, eylemin, sendikal eylem olarak değerlendirildiği, Danıştay’ın bu yönde birçok kararı olduğu, bu nedenle sanıkların üzerlerine atılı suçun hukuka aykırı davranış olarak kabul edilemeyeceği, açıklanan nedenlerle sanıkların üzerlerine atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır” denilmektedir. Bu nedenle şüpheliler hakkında kamu adına “KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA” karar verilmiştir. 

Bu tür kararların, yüksek mahkemelerin içtihatları doğrultusunda kamu emekçilerinin lehine sonuçlanması gün gibi ortadayken, disiplin amirlerinin ve disiplin kurullarının halen ceza vermeye devam etmesi, bizlerin adalet duygumuzun zedelenmesi ve hukuk devletine olan inancımızın akamete uğramasının yanında, onların da hukuk devletine ne derece bağlı ve saygılı olup, olmadıklarını anlamamızı sağlayacaktır.

i M.Sait ARCAGÖK. Ceza Kovuşturmasının Disiplin Soruşturması Üzerindeki Etkisi.

ii Yücel Oğurlu. CEZA MAHKEMESİ KARARININ DİSİPLİN CEZALARINA ETKİSİ VE SORUNU "NE BİS İN İDEM" KURALI

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Abdullah DAMAR Arşivi