Milli Eğitim Bakanlığında Görevden Alınan Müdürlerin İadesi İçin Kanun Teklifi Verildi

Bilindiği üzere 2014 yılında çıkartılan kanun ile, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki, il milli eğitim müdür yardımcısı, ilçe milli eğitim müdürleri ve merkez teşkilatı şube müdürleri, yönetim basamağı olmayan ve özlük hakları itibariyle de daha alt kadro olan- "Şahsa Bağlı Eğitim Uzmanı" kadrosuna geçirilmişlerdir. Niğde Milletvekili Ömér Fethi GÜRER konuya ilişkin olarak bu personelin özlük haklarının iadesi ve kadrolarına dönmeleri hususunda kanun teklifi verildi.

Bilindiği üzere 2014 yılında çıkartılan kanun ile, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki, il milli eğitim müdür yardımcısı, ilçe milli eğitim müdürleri ve merkez teşkilatı şube müdürleri, yönetim basamağı olmayan ve özlük hakları itibariyle de daha alt kadro olan- "Şahsa Bağlı Eğitim Uzmanı" kadrosuna geçirilmişlerdir. Niğde Milletvekili Ömér Fethi GÜRER konuya ilişkin olarak bu personelin özlük haklarının iadesi ve kadrolarına dönmeleri hususunda kanun teklifi verildi.

KANUN TEKLİFİNİN GEREKÇE

Daha önce, 14 Eylül 2011 tarihli ve 28054 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Teşkilatında "Yeniden Yapılanmaya Gidilmiş ve Büyük Değişiklikler yapılmıştı." Bu çerçevede, KHK'nin Geçici 3 üncü maddesi ile Bakanlık Şube Müdürleri "Şahsa Bağlı Kadro"ya atanmışlardı.

"Şahsa Bağlı Kadroda Şube Müdürü" olanlar ile İl Milli Eğitim Müdür Yardımcıları, İlçe Milli Eğitim Müdürleri, bu defa, 14 Mart 2014 tarih ve 28941 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan 01/03/2014 tarih ve 6528 sayılı "Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 25 inci maddesiyle 652 sayılı KHK'ye eklenen GEÇİCİ 10. Madde'nin (3) üncü fıkrasıyla -yönetim basamağı olmayan ve özlük hakları itibariyle de daha alt kadro olan- "Şahsa Bağlı Eğitim Uzmanı" kadrosuna geçirilmişlerdir.

GEÇİCİ 10 uncu maddenin (4) fıkrası ile de "Şahsa Bağlı Eğitim Uzmanı" kadrosuna geçirilenlerin maaşları, eğitim uzmanlarının maaşlar; bunların maaşları seviyesine gelene kadar dondurulmuştur. "Aradaki fark tazminat olarak ödenir" denilmekte ise de- fark kapanıncaya kadar maaşları artmayacaktır. Yani en az 5 yıl (kişilere göre değişmekle birlikte) maaşları dondurulmuş olacaktır.

Oysa aynı kanunla genel müdür yardımcısı, daire başkanı, grup başkanı ve il müdürlerinin hakları korunurken, şahsa bağlı şube müdürü, il millî eğitim müdür yardımcısı, ilçe millî eğitim müdürlerinin unvanları alınmak ve maaşları dondurulmak suretiyle bu grup aleyhine negatif ayrımcılık yapılmış ve ötekileştirilmişlerdir.

Bu fıkradan mağdur olanların sayısı; il milli Eğitim müdür yardımcısı 290, ilçe milli Eğitim müdürü 765 ve Merkez Teşkilatı Şube Müdürü 295 olmak üzere yaklaşık 1.350 kişidir.

Ayrıca;

1- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3 üncü maddesinde; sınıflandırma, kariyer, liyakat "Temel ilkeler" olarak sayılmıştır. Devlet memurları, göreve başlamaları ile birlikte 657 sayılı Kanun hükümlerine tabi olmakta, tüm görevlerini bu kanun çerçevesinde yerine getirmekte, çalışmalarından dolayı ödüllendirildiği gibi suç teşkil edebilecek eylemlerinden dolayı da cezalandırılabilmektedir. Kanun'un "Disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller" başlıklı 125 inci maddesinde ise, devlet memurlarının yaptığı suçlara yönelik yapılacak soruşturmalar sonucu verilecek cezalar açıklanmaktadır.

Şahsa bağlı eğitim uzmanlığına geçirilen il milli eğitim müdür yardımcıları, ilçe milli eğitim müdürleri ve merkez teşkilatı şube müdürleri; hiçbir soruşturma geçirmemelerine, tespit edilmiş veya karara bağlanmış herhangi bir suçları bulunmamasına rağmen, 6528 sayılı Yasa ile toptan cezalandırılmışlardır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümleri yok sayılmak suretiyle "kariyer" ve "liyakat" ilkelerine uyulmamıştır.

2- Anayasamızın 51 ve 53 üncü maddeleri ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu İle memur sendikacılığı güvence altına alınmıştır. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'na göre şube müdürleri memur sendikalarına üye olabilmekte ve yönetimlerde görev alabilmektedirler. Dolayısıyla memur konfederasyonlarının hükümetle yapacakları toplu sözleşme görüşmelerinde elde edilecek zam ve tazminatlardan bu unvandakiler de yararlanabilmektedirler.

Ancak, örgütlenme ve toplu sözleşmeden yararlanma hakkına sahip şube müdürlerinin; eğitim uzmanlığına geçirilip maaşlarının dondurulması, Anayasanın 53 üncü ve 128 inci maddelerinden yararlanmalarını engellemektedir. Bu durumda anayasal bir hakkın yasa ile kaldırılması söz konusu olmaktadır ki, anayasal bir hak hiçbir surette yasa ile kaldırılamaz.

3-3046 sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkındaki Kanun, idari yapımızın nasıl oluşacağına ilişkindir. Kanun'un "Hiyerarşik kademeler ve birim unvanlar" başlıklı 15 inci maddesinde; "Bakanlık merkez, taşra, yurt dışı teşkilatları ile bağlı ve ilgili kuruluşlarının hiyerarşik kademeleri; hizmetin özelliklerinden kaynaklanan farklılıklar dikkate alınmak kaydıyla aşağıdaki şekilde düzenlenir." denilerek, Bakanlık merkez teşkilatının Müsteşarlık, Müsteşarlığa bağlı Genel Müdürlük, Kurul Başkanlığı veya Daire Başkanlığı, Genel Müdürlük veya Kurul Başkanlığına bağlı Daire Başkanlığı, Şube Müdürlüğü, İhtiyaca göre kurulacak şeflik olarak tespit etmiştir.

Aynı Kanun'un 16 ncı maddesi (h) bendinde; "Bakanlık merkez teşkilatının esas hizmet birimi şube müdürlüğüdür." hükmüne ilaveten (j) bendinde de; "Görev ve hizmetin nitelik ve niceliğine göre en az üç şube müdürlüğü bulunmadıkça daire başkanlığı. Kurulamaz" denilmektedir. Madde hükmü açıktır ve şu sonuç çıkmaktadır: en az 3 Şube Müdürü olmadan 1 Daire Başkanlığı kurulamaz. Yani, idari yapımızın temel basamağı şube müdürleri olup, şube müdürleri önemli görevleri ve sorumlulukları olan bir personeldir.

6528 sayılı Kanun'la yeniden 140 adet "Daire Başkanı" kadrosu ihdas edilmiştir. Merkez Teşkilatı Şube Müdürleri "Şahsa Bağlı Eğitim Uzmanı" yapılarak nasıl Daire Başkanlıkları oluşturulmuştur. Bu düzenleme 3046 sayılı Yasa hükümleri ile çelişmektedir. Eğitim uzmanlığı ise bir yönetim kademesi olmayıp, eğitim uzmanlarının yönetsel bir görevi de bulunmamaktadır.

Merkez teşkilatı şube müdürleri; uzun yıllar memurluk, şeflik veya öğretmenlik yaptıktan sonra şube müdürü olmuşlardır. Birçoğu da bu göreve mevzuatında öngörülen yazdı ve sözlü sınavları başarı ile geçerek atanmışlardır. Yani tecrübe, bilgi, birikim yönüyle donanımlı ve verilecek her görevin üstesinden gelebilecek kapasitedirler. Şube müdürleri, kurumun hafızası konumundadır ve iş ve işlemler halen "tenzili rütbe" ile şahsa bağlı eğitim uzmanlığına atanan bu personel tarafından yürütülmektedir. Devlette devamlılığın sağlanmasında şube müdürlerinin etkin bir rolü vardır.

Bilindiği üzere, Bakanlık; merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatlarından oluşmaktadır. Taşra teşkilatlarında (il ve ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde) şube müdürlüğü kadrolarında bulunan şube müdürleri görevlerine devam etmektedirler

Merkez teşkilatında yıllardır hizmet veren şube müdürlerinin "şahsa bağlı eğitim uzmanlığı kadrosu" ile kazanılmış özlük hakları ortadan kaldırılırken, aynı Bakanlığın taşradaki (il-ilçe) şube müdürlüğü kadrolarında ve bu kadrolarda görev yapan şube müdürleri ile ilgili hiçbir düzenleme yapılmamış olup, taşra teşkilatı şube müdürleri görevlerine devam etmektedir.

4- 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin amacı, kapsamında bulunan kamu kurum ve kuruluşlarına ait kadroların ihdası, iptali ve kullanılmasına dair esas ve usullerini düzenlemektir.

Bu kararnameye göre merkez teşkilatı için 399 adet şube müdürü kadrosu verilmiş, ayrıca 652 sayılı KHK ile de 35 adet şube müdürü kadrosu ihdas edilmiştir. Bu durumda merkez teşkilatında 434 adet şube müdürlüğü kadrosu bulunmaktadır. Bu kadrolara zaman zaman atama yapıldığı, şu anda 400'ün üzerinde şube müdürlüğü kadrosunun boş olduğu bilinmektedir.

Sonuç olarak; Anayasamızla yürütme organına verilen atama yetkisi, yürütme tarafından yasama organı eliyle yaptırılmak suretiyle mağduriyet oluşturulmuştur. Bu anlamda yasama, yürütmenin görevini üstlenerek atama yapmıştır. Ayrıca, yargı yolunu kapatarak Anayasa'nın 125 inci maddesinde belirtilen "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır." ifadesine aykırı bir durum oluşturmuştur. Yürütme kendi iş ve işlemlerini yasama yolu ile yaparak "kuvvetler ayrılığı" ilkesine aykırı işlem yapmıştır.

Bu nedenle, 6528 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 25 inci maddesi ile 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen GEÇİCİ 10'uncu MADDE ‘sinin (3) ve (4) üncü fıkraları ile

Özlük haklan açısından mağdur duruma düşürülen İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı, İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Merkez Teşkilatı Şube Müdürü olanların mağduriyetini gidermek,

- 3046 sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkındaki Kanun'un 16 ncı maddesine uygun hareket etmek amacıyla bu teklif sunulmuştur.

Kamubiz.com ÖZEL HABER

YENİ FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

TWİTTER'DAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

MEB Personel Haberleri