Sağlıkçılara 3600 ek gösterge ve maaş artışı TBMM'de dile getirildi!

TBMM Genel Kurulunda konuşan İYİ Parti Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu sağlık çalışanlarına maaş zammını ve 3600 Ek Gösterge verilmesini dile getirdi. Kabukcuoğlu'nun TBMM kürsüsündeki konuşması şöyle;

SAĞLIKÇILARIN HAKKI ÖDENMİYOR

Kamu otoritesi “Sağlıkçıların hakkı ödenmez.” dedi, hakikaten sağlıkçıların hakkı ödenmiyor. Hâlbuki pandemi bir meslek hastalığıdır, bu durum yasal olarak sonuçlandırılmalıdır. Korkusuzca bu hastalığın üzerine giderek canını feda eden sağlık personeli de şehittir, gel gelelim Hükûmet bunu kabul etmemektedir. Bu cümleden olarak, sağlıkçılar günlük en az sekiz saat çalışmaktadır. Oysaki günümüz uygulamasında kamu görevlileri günlük altı saat çalışmaktadır. İnşallah, bu iki saati kamu otoritesi öder ve sağlıkta hiç olmazsa bunun karşılığını alırlar. Yine, birinci derece hekim için 4.800 lira civarında bir maaş vardır. Diğer meslekleri incitmek istemem ama hangi mesleği alırsanız alın hepsi bunun üzerindedir. Burada, sağlık çalışanlarına “Siz döner sermaye alıyorsunuz.” diye bir miktar ödeme yapılmaktadır ama bu onların emekliliğine, özlük haklarına yansımamaktadır.

3600 EK GÖSTERGE YILAN HİKAYESİ Mİ OLDU

Yine, hekim dışı sağlık personelinin 3600 ek göstergesi bir yılan hikâyesine dönmüştür. Diğer 3 grupta olduğu gibi sağlıkçıların da sırtları sıvazlanmakta ve verilmesi gereken, söz verdiğiniz 3600 ek gösterge ödemesi yerine getirilmemektedir. Pandeminin verileri çok tartışıldı. Geçen yıllardaki ölüm sayılarına bakılıp, bu yıl için projeksiyonlar yapıldı ve pandemi nedeni ilan edilen hayat kayıpları üzerine eklendi ama görüldü ki yine de günlük defin sayısının çok altında kalmaktadır. Burada, Sayın Sağlık Bakanına olan güven sarsılmıştır. Bu rakamlarla Bilim Kurulu nasıl karar verdi o da ayrı bir problem. Hükûmetin rakam manipülasyonu enflasyonda olduğu, gibi işsizlikte olduğu gibi burada da devam etmektedir. Şunu ifade etmek bir iftihar vesilesidir: Ülkemizde, hiçbir meslek erbabı pandemi nedeniyle görevden kaçmadı. Örneğin, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki milletvekillerinin yüzde 20’sinden daha fazlası pandemiye yakalandı. Bildiğim kadarıyla da bir arkadaşımızın eşi pandemi nedeniyle kaybedildi. Hasta olanlara şifa, hayatını kaybedenlere de rahmet diliyorum. Bu vesile ile, vatandaşlardan ihtimamlarını esirgemeyen Sayın Sağlık Bakanına, onun şahsında Sağlık Bakan Yardımcılarına, Sağlık Bakanlığı bürokratlarına, hastane başhekimlerine, klinik şeflerine, doktorlara, hemşirelere, tıbbi sekreterlere, laborantlara, yardımcı sağlık personeline, kısaca tüm sağlık ordusuna teşekkür ederiz.

SAĞLIKTA ŞİDDET BİTMİYOR

Sayın milletvekilleri, sağlıkta şiddet bitmeyen bir öyküdür. Şiddet, son yıllarda bir çok sektörde olduğu gibi sağlıkta da vardır ve tırmanarak devam etmektedir. Bu durum, doktorların, hemşirelerin, hastane çalışanlarının verimliliklerini etkilediği gibi, aynı zamanda hastaların zararına da bir durumdur. Finlandiya’da yapılan bir araştırmaya göre en çok şiddete uğrayan meslek grupları hapishane gardiyanları, polisler ve ondan sonra gelen psikiyatri hemşireleri ve doktorlardır. Türkiye’de yapılan araştırmalarda sözel şiddet yüzde 98, fiziki şiddet yüzde 19 civarındadır. Şiddete uğrayanların motivasyonları bozuluyor, hasta fobisi gelişiyor ve birim değiştiriyorlar. Ülkemizde çaresiz oldukları için sesleri çıkmıyor ama Batı ülkelerinde bu iş meslek değişimine kadar gitmektedir.

Yine, Hükûmetin 2002’den sonra yarattığı popülizm gereği vatandaş önünde sağlıkta şiddet kapısı sonuna kadar açılmıştır. Ben o yıllarda başhekimdim, ondan sonraki yıllarda yine hastanede çalışmaya devam ettim. Sağlık Bakanlığının söyleminden hastaların anladığı şuydu: “Git, muayene ol; hemşireye, doktora birer tokat at, gel.” şeklindeydi. Burada yaratılan ucubenin hakkından Bakanlık da gelemez olmuştur. Konuyla ilgili sağlık mevzuatında defalarca düzenlemeye gidilmiştir. Hastalar hastaneye büyük bir beklentiyle geliyorlar. Otoritenin söylemi çok defa şöyledir: “Biz size şehir hastaneleri yaptık, gerekli muayeneleriniz yapılacak; rahatlıkla gidin gelin, vatandaş her şeye layıktır.”

SAĞLIK PERSONELİ YETERSİZ! SAĞLIKÇILAR KUŞATMA ALTINDA

Yalnız, şu bir gerçektir ki günümüzde acil servislerde, acil polikliniklerde muayene olan hasta sayıları binlerle ölçülmektedir. Türkiye’de yıllık poliklinik sayısı 750 milyondur yani  her yıl Çin’in yarısını Türkiye sağlık ordusu muayene etmektedir. Son yıllarda ülkemizde kadına karşı artan şiddetin sektöre yansımalarıyla sağlık çalışanları her yönüyle kuşatma altındadır. Türk sağlık çalışanları, OECD ülkelerinin verilerine yakın bir hizmet verirken bunu onların personelinin yarısı kadar personelle yapmakta ve onların aldığı ücretin dörtte 1’i kadar ücretle yerine getirmektedir. Tabir yerindeyse sağlık personeli iğneli bir fıçı içerisinde görevini yerine getiriyor. Şiddet nedeniyle sağlık personelinin yaşadığı posttravmatik stres, motivasyon kaybı da görevlerinde eksikliğe neden olmaktadır.

FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

TWİTTER'DAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Yorum Yap
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Sağlık Personeli Haberleri