BAŞLARKEN

Yeni eğitim öğretim yılı bugün başlıyor. Uzun yaz tatilinden sonra öğretmenler, bugün yeniden okulun yolunu tuttu. Tatil hatıralarının paylaşıldığı ilk gün sohbetlerini, yavaş yavaş eğitim gündemi almaya başlayacak. Her yeni başlayış yeni umutlar demek, umalım bu öğretim yılı, güzellikler ve başarılarla dolu bir yıl olsun.

Uzun süren TEOG tartışmaları ile geçirdiğimiz bir yılın ardından, bu öğretim yılına da yine liselere yerleştirme sürecinin gölgesinde başlıyoruz. Süreç daha sonuçlanmadığı için tam anlamıyla ne olduğunu bilemiyoruz. Ancak meslek liseleri ve imam hatipler açısından istatistiklerin, 28 Şubatçı paşaların yaptıklarından farklı olmayacağını, üzülerek şimdiden söylemek durumundayız.

Göreve; “öğretmen” ve “her çocuk biriciktir” diyerek, büyük bir kamuoyu desteği ile başlayan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’tan beklentiler yüksek. Kucağında bulduğu LGS problemini, yangın söndürür gibi, Anadolu Liselerinin kontenjanlarını artırarak, gerekirse ikili öğretime geçirerek şimdilik çözüme kavuşturmuş oldu. Ekim ayında açıklanacak üç yıllık yol haritasında, en çok merak edilen husus, yine kademeler arasında geçiş olacaktır.

Eğitimde başarı için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve yeni dönemden umutlanmaktan başka çaremiz yok. Bugüne kadar olduğu gibi, önyargıdan uzak, yapıcı ve katkı sunucu tespit ve eleştirilerle, eğitimde özlenen başarıya katkı sunmaya devam edeceğiz.

Öğretmene şiddet, unutulan kariyer sistemi, emekliliği erteleten 3600 ek gösterge vaadi, alan değişikliği gibi onlarca husus takip edeceğimiz konular olmaya devam edecek. Ancak bugünlerde devam eden bir sürecin irdelenmesini anlamlı buluyorum.

Bugünlerde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ruhuna ve işin doğasına uygun olarak sayın bakan Ziya SELÇUK, çalışma ekibini kurmaya çalışıyor. Eğitim camiasına yakışmayan büyük bir kargaşa yaşandığı bugünlerde, İçişleri Bakanlığı da Kaymakam ve Emniyet Müdürlerinin atama ve yer değişikliğini yaptı. MEB ve İçişleri bakanlıkları, ülkemizin iki önemli bakanlığıdır. Birinde sistemsizlik sistem olmuş, diğerinde sistem yıllardır işliyor. Hâlbuki insana değer veren ve düzgün işleyen bir sistem en çok biz eğitimcilere yakışırdı.

Gelin bir sistem kuralım. Eğitim yönetiminin, okul müdür yardımcılığı dâhil bütün kademelerinde yer alan yöneticiler, profesyonel yönetici olsun. Atanırken, ayrılırken ve kenarda görev beklerken de değerli olsun, üretken olsun, özlük hakları korunsun. Devletin makamları değersizleşmesin, yetişmiş insan kaynağımız harcanmasın. Üçüncü dünya ülkelerine mahsus, bütün keyfiliklere açık sistemsizliğimizin, nöbetleşe itibar suikastı yapmaya devam etmesi ülkemize yakışmıyor. Devlet makamlarının, düşmandan ele geçirilmiş gibi baskınlarla teslim alınması hiç yakışmıyor.

Eğitimde yeni dönemin, yapılan yönetmelik değişiklikleri,  kadro tercihleri ve beklentilerle çok renkli geçeceğini şimdiden söyleyebilirim. Umarım bu sefer başarırız, yeni bakanımız beklentiyi karşılar. Söylediği gibi eğitimi, eğitimin hiza taşlarını yeniden yerleştirir, ahlakı ortak paydamız yapar, öğretmeni değerli kılar. Öğrencileri yeteneklerine göre yönlendirir, sınıfları öğrencilerin mizaçlarına göre belirler, öğrencinin sıra arkadaşına, öğretmenine, gideceği okula, seçeceği mesleğe karar veren bir sistem kurar, okul dışı seçeneklere olan ihtiyacı ortadan kaldırır, test ve kurs kıskacından çocuklarımızı kurtarır, okulları pazar yeri görenleri okuldan uzaklaştırır, idarecileri okulların ihtiyaçları karşısında ezilmekten kurtarır

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazar Yazıları Haberleri