Eğitim Bir-Sen'de Şef ve Memurlar Üvey Evlat Mı?

Eğitim Bir-Sen'de Şef ve Memurlar Üvey Evlat Mı?
Kamu çalışanlarının derdi umurlarında olmayan ancak kendi çıkar ve ikballerinin peşinde koşan Eğitim Bir Sen şube başkanlarının seçimleri kaybetme korkusu, daha memurlar izinlerinden tam dönmeden Delege Adaylığı başvuru süresini bitirmelerine neden olmuştur. Memurun tercihini önemsemeyen bir sendika, hiç memurun sorununu çözmek için taşın altına elini koyabilir mi? Şark kurnazlığı ile hazırlanan baskın seçim oyunu, üyenin feraseti sayesinde bozulacaktır.

Şefler, kurum içerisinde yoğun iş yükünün sorumluluğunu omuzlarında taşımaktadırlar. Şefler ilçenin hafızasıdır. İl ve İlçe müdürlerinden, şube müdürlerinden, okul müdürlerinden, okul müdür yardımcılarından, öğretmenlerden, memurlardan arayan arayanadır. Öyle ki şef, insani ve zorunluluk nedeniyle çocuğunu doktora götürmek için yarım gün izin alsa, dairedeki işler nedeniyle telefonu hiç susmaz. Aldığı alacağı izin de burnundan gelir. Hatta iş yoğunluğunun trafiğinde hep eşinin, çocuğunun, annesinin, babasının ve sevdiklerinin telefonlarını “Şimdi işim çok biraz sonra arayacağım.” diyerek kapatır ve yine işine odaklanır. Şefimizin gözü, İl Milli Eğitim Müdürlüğünün istediği çizelgeyi tamamlamak için okul müdürlerinden gelen mesajlardadır. Kısaca resmi işlerle ilgili gelen mesajlara anında bakarken, yakınlardan gelen mesajlara ise sonra bakarım düşüncesi ile hep öteler. Şefimiz iş yoğunluğu ortamında çocuğundan gelen telefonu açmayınca çocuk da annesine “Anneciğim gelirken bana çilek alır mısın?” şeklinde bir mesaj atmıştır. Şefimiz, iş koşuşturmacısında bir bakmış ki akşam olmuş. Nasıl olsa mesai bitmiş eve gitme zamanı gelmiştir. Şimdi aramayım zaten eve gidiyorum der, değerli şefimiz. Eve gittiğinde çocuğu; “Anne bana çilek aldın mı?” diyerek, bir günün özlemi içerisinde annesine sarılır. O anda çocuğunun attığı mesajı şefimiz yeni görmüştür. Tabi ki anne üzülür. O yorgunlukla marketin yolunu tutar. Hayat pahalılığının tüm acımasızlığı marketteki vitrinlerde kendini göstermektedir. Almak istediklerini önceler. Diğerlerini başka zamana bırakır. Çünkü kendisinin ekonomik haklarını iyileştirme iddiası ile göreve gelen profesyonel sendikacılar şeflerin hallerinden bihaberdir.

Bu duygu yüklü anektoddan sonra  gündemimize dönelim.
Kamu hizmetlerinin işleyişinde en fazla teknik bilgiye, beceriye, deneyime ve hafızaya sahip olan şefler; yeri geldiğinde memurun işini bizzat yapan, gerek kendisine bağlı memurlara analık-babalık yapan, gerekse vatandaş odaklı hizmet anlayışı gereği inisiyatif alarak vatandaşın işini çözmeye çalışan kurum ile vatandaş arasında köprü vazifesi gören ideal memur anlayışıyla mesai gözetmeden çalışan kurumların omurgasını oluşturan yönetici grubundaki vefakâr ve çalışkan kamu görevlileridir.

Bütün bu gerçeklere rağmen, ne yazık ki şeflerimize gereken önem, itibar, değer ve saygınlık istenilen düzeyde verilmemektedir. Şeflerin bu üstün vasıfları göz ardı edilmiş ve adeta unutularak mağdur edilmişlerdir. Şefler, kamu kurumlarında amir sorumluluğu taşımalarına rağmen hak ettikleri ücret karşılığını alamamaktadır.

02.11.2011 tarihinde çıkarılan  666 sayılı KHK  ile kamuda eşit işe eşit ücret ilkesi esas alınarak aynı unvan ve aynı kadroda olanların farklı ücret alınması önüne geçilmeye çalışılmış ise de, şefler bu düzenlemenin mağdurları içerisinde yer almıştır.  Eşit işe eşit ücret politikasıyla yapılan düzenlemeler sonucu 2006 yılından bu tarafa kamuda maaşları sürekli eriyen tek kamu çalışanı şefler olmuştur. Ek ödemeleri düşürülmüş olup özel hizmet tazminatları da artırılmamış ve hali hazırda yeni bir düzenleme de yapılmamıştır.

Şeflerin birlikte çalıştıkları memur arkadaşlarının sorumluluğunu taşıdıkları, memurlar üzerinde amir yetkisine sahip olmalarına rağmen, aralarında ki ücret farklılığı yok denecek düzeye gelmiştir. Ayrıca farklı bakanlıklarda görev yapan şef unvanlı çalışanlar arasında halen ciddi maaş farklılıkları bulunmaktadır. Adalet Bakanlığında ve Ulaştırma Bakanlığında görev yapan şefler ile diğer Kamu kuruluşlarında görev yapan şefler arasında da bu iki bakanlıkta görev alan şefler lehine özel hizmet tazminatı açısından farklılık vardır. Bu farklılık, eşit unvan ve eşit sorumluluğa sahip kamu şefleri arasında bir haksızlık olmasına neden olmuştur.

Diğer devlet kurumlarında (Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı) çalışan tüm personele döner sermayeden, vakıflardan, fonlardan çeşitli adlar altında ek ücret verilmektedir. Anayasanın eşitlik ve adalet ilkesine aykırı olan bu durumun önlenmesi için Milli Eğitim Bakanlığı çalışan personele de benzer ödemeler yapılarak adaletsizlik giderilmelidir.

Şeflerin, özel hizmet tazminatının düşüklüğü nedeniyle emsallerine göre daha az maaş almalarına sebep olmaktadır. Şeflerin özel hizmet tazminatları ve ek ödeme oranları en az yasadan önce aldıkları ek ders ücreti seviyesine yükseltilerek haklarının iade edilmesini gerekmektedir.

657 sayılı Kanunun Ek 32. maddesine göre öğretmenlere her öğretim yılının başında hazırlık ödeneği ödenmektedir. Bu durum aynı amaç birliği içinde aynı konuda emek sarf eden kamu görevlileri arasında ayrımcılık ve üvey evlat hissini uyandırmaktadır. Bu nedenle hazırlık ödeneğinin, tüm Milli Eğitim Bakanlığı çalışanlarına ödenmesi, çalışma barışının tesisi bakımından oldukça önemlidir.

Özel Hizmet Tazminatında Şefler için 1-4  üncü derece  tarifi  yapılmasına  rağmen şef ve memurların Bakanlık kadro derecesi doktora dahi yapsalar 3 üncü derecenin altına ilerleyememektedir. Bu durum çalışanların sahip olabilecekleri birçok özlük haklarının yanında emekli olduklarında alabilecekleri emekli ikramiyesi ve emekli maşlarını da etkilemektedir. Bu nedenle şef ve memurların kadro dereceleri 1’e kadar ilerleyebilmelerine imkân sağlanmalıdır. Engelli kamu görevlilerinin derece artışı 2 yılda bir gerçekleştirmelidir. Buna ilave olarak her 5 yılda bir ilave derece verilmelidir. 

Millî Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmeliğinin 6. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendine göre şef kadrosunda bulunanlar şube müdürü olabilmektedirler. Okul müdür yardımcılığı, şube müdürü kadrosunun altında bir kadro olduğuna göre şefler de teknik işlerden sorumlu okul müdür yardımcısı kadrosuna atanabilmeleri için yasal düzenleme yapılmalıdır.

Kadın kamu görevlisi oranının özellikle eğitim çalışanları arasında yüksek olması, kadın çalışanların çalışma hayatları ile aile hayatları arasındaki dengeyi sağlanması için eğitim çağında bulunmayan çocukları için başta ilçe milli eğitim müdürlüklerinin bahçelerine veya yakınlarına kreş açılmalıdır.

Şef ve memurlar, kurumda genellikle sürekli aynı görevi yapmaktadır. Bunun dezavantajları ise; bazı bölümlerinin ek maddi imkânlarından faydalanılamaması ve başka bir yere gittiğinde farklı bölüm verildiğinde işi bilmemelerinden dolayı bir bocalama evresi geçirmelerine neden olmaktadır. Bu ve benzeri sakıncalardan dolayı şef ve memurların kurumlarında periyodik aralıklarla görevlerinin değiştirilmeleri isabetli bir karar gibi görülmektedir.

Üç yılda bir yapılmakta olan görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları en son 2018 yılında yapıldı. 2021 yılında yapılması gereken sınavlar pandemi nedeniyle yapılamadı. Memurlarımız 2022 yılı içerisinde sınavların yapılmasını beklemektedirler. Ayrıca bu sınavlar, her yıl veya en geç iki yılda bir yapılmalıdır. Yardımcı hizmetler sınıfı kadrosunda görev yapanlardan üniversite mezunu olanların, görevde yükselme sınavından muaf tutularak memur kadrosuna atanabilmeleri noktasında düzenleme yapılmalıdır.

Taşra teşkilatlarında ihtiyaca binaen, yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan personellerden; öğrenim durumları, bilgi ve becerileri memurluk yapmaya yeterli olanlara memurluk görevi ile elektronik imza sertifikası verilmekte olan bu uygulama,  Bakanlığımızın 07.09.2021 tarih ve 31174101 sayılı yazıları gereği iptal edilmiştir. Ancak bu durum taşra teşkilatlarındaki masa başı görevli memur sayısının azalmasına ve iş yükünün artmasına neden olmuştur. Taşra teşkilatlarında memur görevlendirmelerinin tekrar önü açılmalı ve nitelikli elektronik imza sertifika geçerlilik süresi dolan personelin, sertifikalarının yenilenmesi büyük önem arz etmektedir.

Tüm kamu çalışanlarının ekonomik durumlarının iyileştirilmesi amacıyla her yıl Ramazan ve Kurban bayramlarında olmak üzere yılda iki kez birer maaş tutarında ikramiye verilmelidir. Öğretmenlere tanınan İETT, TCDD, Müze ve benzeri gibi indirimlerden şef ve memurlar da faydalanmalıdır.

Sendika Konfederasyonları, şeflerinin ve memurların sorunlarına yüksek sesle talepte bulunmamaları ve duyarsız kalmaları nedeniyle bu güne kadar arzu edilen sonuç alınamamıştır. Şeflerin içinde bulunduğu bu adaletsizliklerin ve çarpıklıkların düzeltmesi gerekmektedir. Ancak şu ana kadar mevcut sendikalardan cılız seslerin dışında bu konuda her hangi bir ciddi ses çıkmaması şefler için düşündürücüdür. Şefler yaptığı iş ve sorumluluğa göre ne zaman hak etiği ücreti alacaklardır. Sendikaların acilen bu sorunu gündeme getirmeleri gerekmektedir. Şefler bunu sabırsızlıkla beklemektedirler.

Değişim Hareketi olarak bizler, şef ve memurlarımızın en kısa sürede hak ettikleri ücretlere kavuşması için her platformda mücadelemizi sürdürebilmemiz için;

Öncelikle Delege Adayı olmalısın. Yapılması gereken; 6-13 Eylül 2022 tarihleri arasında Kartal’da bulunan Şube Başkanlığına giderek, EBS Seçim Usul ve Esasları eki (Ek-2A) doldurup ve yetkili tarafından size verilen (Ek-2B) formu alarak Delege Adaylığınızı tescilleyin. Böylece Değişim Hareketi ile birlikte sendikal değişimi hep beraber gerçekleştirelim.

Yıldırım DEMİRCİ
Değişim Hareketi Sözcüsü

WhatsApp Grubumuz İçin TIKLAYINIZ

FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

TWİTTER'DAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
5 Yorum