4/B'li sözleşmeli personele kadro konusunda, Danıştay'dan kötü haber! 

4/B'li sözleşmeli personele kadro konusunda, Danıştay'dan kötü haber! 
Diyanet 4/B'li personeline Danıştay'dan kötü haber! Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi uyarınca sözleşmeli din hizmetleri sınıfına atananların kadroya geçirilmemesini hukuka uygun buldu.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararında özetle şu husussa vurgu yaptı:

İncelemeye konu başvuruda giderilmesi istenen aykırılık; 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 10/A maddesi yürürlüğe girmeden önce, 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi uyarınca din hizmetleri sınıfına ait kadrolara sözleşmeli olarak atanan kişilerin, 633 sayılı Kanun'un 10/A maddesi kapsamında olanlar gibi, 657 sayılı Kanun'un 4/A maddesi kapsamında bir kadroya atanıp atanamayacağı hususundan kaynaklanmaktadır. Anayasa'nın 128. maddesine göre, devletin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler ancak memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülebilir. 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi kapsamında atanan ve 633 sayılı Kanun'un 10/A maddesi kapsamında bulunmayan din hizmetleri sınıfında görev yapan sözleşmeli personelin, anılan Kanun'un 10/A maddesi kapsamında atananlara tanınan haklardan yararlandırılmamasında eşitlik ilkesi ile haklı beklenti ilkesine aykırılık görülmemiştir. Bu nedenle, 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi uyarınca sözleşmeli din hizmetleri sınıfına atanan davacıların, 633 sayılı KHK'nın 10/A maddesindeki koşulları sağlasa bile kadroya atanma taleplerinin, tabi oldukları mevzuat uyarınca karşılanması mümkün olmadığından, başvurularının reddi yönündeki işlemlere karşı açılan davaların reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun Sağlık Bakanlığındaki sözleşmeli personel için benzer yöndeki kararı için tıklayınız.

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas : 2021/121

Karar : 2022/7

Tarih : 14.02.2022

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ HAKKINDA KARAR

Konya Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 23/11/2021 tarih ve E:2021/36, K:2021/38 sayılı kararıyla;

... ... vekili Av. ... ... tarafından, Konya Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 15/09/2021 tarih ve E:2021/756, K:2021/1340 sayılı kararı ile Adana Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 14/09/2021 tarih E:2021/1340, K:2021/1424 sayılı kararı arasındaki aykırılığın giderilmesinin istenilmesi nedeniyle,

"Aykırılığın, davanın reddi yolundaki Konya Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği" görüşüyle, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, idare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 3/C maddesinin 5. fıkrası uyarınca karar verilmesi için dosyanın Danıştaya gönderilmesi üzerine,

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakimi Gül Banu DOĞAN'ın açıklamaları dinlendikten sonra konu ile ilgili kararlar ve yasal düzenlemeler incelenerek gereği görüşüldü:

l-AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI :

A- KONYA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 4. İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2021/756, SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istemin özeti: Burdur ili, Merkez Büğdüz Köyü Fatih Mahallesi Camii'nde 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli imam hatip olarak görev yapan davacı tarafından; 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 10/A maddesine istinaden 3 yılı aşan çalışma süresi olduğundan bahisle, 657 sayılı Kanun'un 4.maddesinin (A) bendi kapsamında bulunduğu yere kadrolu olarak atanması için 10/03/2020 tarihli başvurusunun reddine ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığının 18/03/2020 tarih ve E:269061 sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

Isparta İdare Mahkemesinin 21/09/2020 tarih ve E:2020/693, K:2020/1168 sayılı kararının özeti:

Anayasa'nın 10. maddesine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3. maddesi ile 4. maddesinin (B) fıkrasına; 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 1. maddesine, 10/A maddesine ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 1. maddesinin 7. fıkrasına yer verildikten sonra,

633 sayılı Kanun'a eklenen 10/A maddesi ile getirilen uygulamanın, sözleşmeli personel istihdamı yönünden yeni bir statü olmayıp, yalnızca 4/B'li personelin kadroya geçişlerine imkan tanıyan bir düzenleme olduğu,

Ayrıca, maddede "...çalışma süresini tamamlayanlar talepleri halinde bulundukları yerde din hizmetleri sınıfına ait kadrolarına atanır." denilmek suretiyle idareye bağlayıcı bir görev verildiği; daha önce atanan sözleşmeli personelin bu haktan yararlanamayacağına dair bir yasaklamanın da öngörülmediği,


 Bu durumda, yapılan açıklamalar ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Geçici 1. maddesinin 7. fıkrası doğrultusunda, sözleşmeli statüde üç yılını doldurduğu açık olan davacının, mevzuatta aranan diğer şartları da sağlaması durumunda kadroya geçirilmesi gerekirken, 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girmesinden önce sözleşmeli personel olarak atandığı ve 633 sayılı Kanunun 10/A maddesi kapsamında atanmadığından bahisle başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka ve hakkaniyete uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Konya Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 15/09/2021 tarih ve E:2021/756, K:2021/1566 sayılı kararının özeti:

633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'a 02/07/2018 tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 141. maddesi ile eklenen 10/A maddesinin, 02/07/2018 tarihinden önce, 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli olarak istihdam edilen personeli kapsayıp kapsamadığının belirlenmesinin önem arz ettiği,

Öncelikle anılan hükmün, halihazırda 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli olarak görev yapan personele de uygulanacağına dair açık bir düzenleme bulunmadığının görüldüğü; anılan düzenlemede, Diyanet İşleri Başkanlığının Din Hizmetleri Sınıfına ait kadrolarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası kapsamında sözleşmeli personel istihdam edileceği belirtildikten sonra personelin seçilmesine ilişkin genel prensipler ortaya konulduktan sonra ve üç yıl süreyle başka bir yere atanamayacağı belirtilen sözleşmeli personelin üç yıllık çalışma süresini tamamlamaları halinde talep etmeleri durumunda bulundukları yerde din hizmetleri sınıfına ait kadrolarına atanabilme imkanı tanındığı; yapılan bu düzenlemeyle yasa koyucunun, Diyanet İşleri Başkanlığında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası kapsamında görev yapan tüm sözleşmeli personeli değil; seçilmesi, atanması ve belli şartlar altında çalışması öngörülen ve bu madde kapsamında istihdam edilen din hizmetleri sınıfında görev yapan sözleşmeli personelin memur kadrolarına geçirilmesini amaçladığı; anılan hükmün söz konusu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra bu madde uyarınca istihdam edilen personeli kapsayıp düzenleme yürürlüğe girmeden önce 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası kapsamında sözleşmeli olarak istihdam edilen personeli kapsamadığı,

Diğer taraftan 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un sözleşmeli personel istihdamına ilişkin 01/07/2010 tarihli 6002 sayılı Kanunun 20. maddesi ile eklenen Geçici 15. maddesi ve 23/08/2011 tarihli ve 653 sayılı KHK'nın 13. maddesi ile eklenen Geçici 16. maddesi incelendiğinde, davalı idareye farklı tarihlerde farklı şartlar/kriterler dikkate alınarak farklı sayılarda sözleşmeli personel istihdamı imkanı tanındığı, dolayısıyla 02/07/2018 tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 141. maddesi ile eklenen 10/A maddesi ile öngörülen istihdam usulünün yeni nitelikte olduğu ve böylece söz konusu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra istihdam edilen personeli kapsadığının bir kez daha anlaşıldığı,

Anayasa'nın 10. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesinin amacının, hukuksal durumları aynı olanların kanun karşısında aynı muameleye tabi tutulmalarını sağlamak ve kişilere ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemek olduğu; bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmakla birlikte, eylemli değil hukuksal eşitliğin öngörüldüğü; bu itibarla, aynı hukuksal durumdaki kişilerin aynı, ayrı hukuksal durumlardaki kişilerin farklı kurallara tabi tutulmasının Anayasa'nın öngördüğü eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceği,

Bu durumda, 09/07/2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 703 sayılı KHK'nın 141. maddesi ile 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'a sözleşmeli personel istihdamına ilişkin olarak eklenen 10/A maddesindeki düzenlemeden yararlanabilmek için, madde kapsamında, belirlenen genel ve özel şartları sağlamak ve sözlü sınavda başarılı olarak sözleşmeli personel olarak istihdam edilmenin gerektiği ve ardından maddede belirtilen 3 yıllık çalışma şartını yerine getirdikten sonra, din hizmetleri sınıfına ait kadrolarına atanabilme talebinde bulunulabileceği, bu itibarla 06/06/1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'da yer alan hükümler uyarınca, yıllara sirayet eden sözleşmeler ile istihdam edildiği görülen davacının, 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 10/A maddesi kapsamında kadrolu olarak atanma istemi ile yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka ve dolayısıyla eşitlik ilkesine aykırılık, dava konusu işlemin iptali yönünde verilen istinafa konu kararda ise hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle,

Isparta İdare Mahkemesinin 21/09/2020 tarih ve E:2020/693, K:2020/1168 sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

B-ADANA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 1. İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2021/1340 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istemin özeti: Hatay ili, İskenderun ilçesi, Akarca Mahallesi, Medine Camii'nde 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli imam hatip olarak görev yapan davacının; 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 10/A maddesine istinaden 657 sayılı Kanun'un 4.maddesinin (A) bendi kapsamında bulunduğu yere kadrolu olarak atanması için 22/04/2020 tarihli başvurusunun reddine ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığının 20/05/2020 tarih ve E:356261 sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

Hatay 2. İdare Mahkemesinin 25/03/2021 tarih ve E:2020/500, K:2021/284 sayılı kararının özeti:

Anayasa'nın 10. maddesine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3. maddesi ile 4. maddesinin (B) fıkrasına; 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 1. maddesine, 10/A maddesine ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 1. maddesinin 7. fıkrasına yer verildikten sonra,

Diyanet İşleri Başkanlığı emrinde de 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli personel istihdam edilebileceği, 633 sayılı Kanuna 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen 10/A maddesi gereğince de, sözleşmeli personelin belli koşullar dahilinde kadrolu olarak da atanabileceklerinin anlaşıldığı,

Uyuşmazlğın, sözleşmeli personele kadroya geçiş imkanı getiren hükmün, 09/07/2018 tarih ve 30473 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenmesi nedeniyle, bu tarihten önce sözleşmeli olarak atanan kişilerin de bu madde ile getirilen haktan yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplandığı,

Anayasa Mahkemesi'nin 10/03/2011 tarih ve E:2008/54, K:2011/45 sayılı kararında da değinildiği üzere, Anayasa'nın 10. maddesinde öngörülen "yasa önünde eşitlik ilkesi"nin, hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusu olduğu, bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörüldüğü; eşitlik ilkesinin amacının, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı muameleye tabi tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemek olduğu; anılan ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesinin yasaklandığı,

Kanunların kamu yararının sağlanması amacına yönelik olması, genel, objektif, adil kuralları içermesi ve hakkaniyet ölçülerini gözetmesi ve kazanılmış hakları ihlal etmemesinin Anayasanın 2. maddesinde belirtilen "hukuk devleti" olmanın gereği olduğu; bu nedenle kanun koyucunun, hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerektiği,

Kanun koyucunun; memur ve diğer kamu görevlileri ile bunların dışında çalışanlarla ilgili olarak, Anayasa'da belirlenen kurallara bağlı kalmak, adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini gözetmek koşuluyla düzenleme yapma yetkisine sahip olduğu ancak, yapılan düzenlemelerin, aynı durum ve hukuki koşullarda görev yapan personelin bazısı lehine avantajlı uygulamalar getirmesi halinde, evrensel hukuk ilkesi olan eşitlik ve eşit muamele ilkelerine aykırılık oluşturması bir yana, kamu kurumundaki çalışma barışını bozacağının da izahtan vareste olduğu,

Her ne kadar kanunlar bakımından yürürlük tarihinden sonraki iş ve işlemlere uygulanma ilkesi kural olmakla birlikte, bazı durumlarda eşitlik ve hakkaniyet ilkelerine uygun yorum yapma zorunluluğu ve bazı durumlarda da yürürlüğe konulan geçici veya ek maddelerle geçmişe uygulanma durumunun söz konusu olabildiği,

Uyuşmazlıkta da, 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Geçici 1. maddenin 7. fıkrası ile, yeniden yapılandırma sonucunda kapanan veya bünyesinde bulunduğu bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşu değişen birimlerde 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilen sözleşmeli personelin, görev yapmakta oldukları birimlerin ve/veya bu birimlere verilmiş olan görevlerin ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümlerine göre bünyesinde düzenlendiği bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşuna ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, pozisyonlarının vize edildiği teşkilat esas alınmak suretiyle pozisyonlarıyla birlikte devredilmiş sayılacağı hüküm altına alındığına göre, hakkaniyete uygun yorum ve eşitlik ilkeleri gereğince, daha önce atanan sözleşmeli personelin de 633 sayılı Kanunun 10/A maddesi uyarınca atandığının kabulünün zorunlu olduğu,

Kaldı ki, 633 sayılı Kanuna eklenen 10/A maddesi ile getirilen uygulamanın sözleşmeli personel istihdamı yönünden yeni bir statü olmayıp, yalnızca 4/B'li personelin kadroya geçişlerine imkan tanıyan bir düzenleme olduğu, ayrıca, maddede "...çalışma süresini tamamlayanlar talepleri halinde bulundukları yerde din hizmetleri sınıfına ait kadrolarına atanır." denilmek suretiyle idareye bağlayıcı bir görev verildiği, daha önce atanan sözleşmeli personelin bu haktan yararlanamayacağına dair bir yasaklamanın da öngörülmediği,

Bu durumda, yapılan açıklamalar ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Geçici 1. maddesinin 7. fıkrası doğrultusunda, sözleşmeli statüde üç yılını doldurduğu açık olan davacının, mevzuatta aranan diğer şartları da sağlaması durumunda kadroya geçirilmesi gerekirken, 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin yürürlüğe girmesinden önce sözleşmeli personel olarak atandığı ve 633 sayılı Kanun'un 10/A maddesi kapsamında atanmadığından bahisle başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Adana Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 14/09/2021 tarih ve E:2021/1340, K:2021/1424 sayılı kararının özeti:

Hatay 2. İdare Mahkemesinin 25/03/2021 tarih ve E:2020/500, K:2021/284 sayılı kararının usul ve hukuka uygun olduğu, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir.

II-İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Uyuşmazlıklarda, 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi kapsamında "sözleşmeli personel" olarak yerleştirmeleri yapılan davacılar tarafından, 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 10/A maddesine göre sözleşmeli statüde üç yılını doldurduklarından bahisle kadroya geçirilme istemiyle yaptıkları başvuruların reddine dair işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda farklı kararlar verilmesi üzerine, aykırılığın oluştuğu görülmüştür.

İLGİLİ MEVZUAT

1- Anayasa

Yasama yetkisi

Madde 7 - Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.

Madde 128 - Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.

Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/12 md.) Ancak, mali ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır.


Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir.

2- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu

"İstihdam şekilleri:" başlıklı 4. madde:

Madde 4 - (Değişik: 30/5/1974- KHK-12; Değiştirilerek kabul: 15/5/1975- 1897/1 md.)

Kamu hizmetleri; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür.

A) Memur:

Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır.

Yukarıdaki tanımlananlar dışındaki kurumlarda genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanlar da memur sayılır.

B) Sözleşmeli personel:

Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde,

Cumhurbaşkanınca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde, ihdas edilen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir.

(Mülga ikinci paragraf: 4/4/2007 - 5620/4 md.)

Ancak, yabancı uyrukluların; tarihi belge ve eski harflerle yazılmış arşiv kayıtlarını değerlendirenlerin mütercimlerin; tercümanların; Milli Eğitim Bakanlığında norm kadro sonucu ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması hallerinde öğretmenlerin; dava adedinin azlığı nedeni ile kadrolu avukat istihdamının gerekli olmadığı yerlerde avukatlarını, (....)(2) kadrolu istihdamın mümkün olamadığı hallerde tabip veya uzman tabiplerin; Adli Tıp Müessesesi uzmanlarının; Devlet Konservatuvarları sanatçı öğretim üyelerinin; İstanbul Belediyesi Konservatuvarı sanatçılarının; bu Kanuna tabi kamu idarelerinde ve dış kuruluşlarda belirli bazı hizmetlerde çalıştırılacak personelin de zorunlu hallerde sözleşme ile istihdamları caizdir.

(Ek paragraf: 4/4/2007 - 5620/4 md.) Sözleşmeli personel seçiminde uygulanacak sınav ile istisnaları, bunlara ödenebilecek ücretlerin üst sınırları ile verilecek iş sonu tazminatı miktarı, kullandırılacak izinler, pozisyon unvan ve nitelikleri, sözleşme hükümlerine uyulmaması hallerindeki müeyyideler, sözleşme fesih halleri, pozisyonların iptali, istihdamına dair hususlar ile sözleşme esas ve usulleri Cumhurbaşkanınca belirlenir. (Ek cümle: 25/6/2009 - 5917/47 md.) Bu şekilde istihdam edilenler, hizmet sözleşmesi esaslarına aykırı hareket etmesi nedeniyle kurumlarınca sözleşmelerinin feshedilmesi veya sözleşme dönemi içerisinde Cumhurbaşkanı kararı ile belirlenen istisnalar hariç sözleşmeyi tek taraflı feshetmeleri halinde, fesih tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe kurumların sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilemezler.

(Ek paragraf: 20/11/2017-KHK-696/17 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7079/17 md.) Bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olduğuna Cumhurbaşkanınca karar verilen görevlerde (...)(1) sözleşme ile çalıştırılanlar da bu fıkra kapsamında istihdam edilebilir.

(Ek paragraf: 20/11/2017-KHK-696/17 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7079/17 md.) Özelleştirme uygulamaları sebebiyle iş akitleri kamu veya özel sektör işverenince feshedilen ve 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun kapsamında diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakil hakkı bulunmayan personel de bu fıkra kapsamında yaşlılık veya malullük aylığı almaya hak kazanıncaya kadar istihdam edilebilir. Bu kapsamda istihdam edileceklerin sayısı, öğrenim durumlarına göre çalışma şartları ve bunlara ödenecek ücretler ile diğer hususlar Cumhurbaşkanınca belirlenir.

(Ek fıkra: 5/7/1991 - KHK-433/1 md.; Mülga: 27/12/1991 - KHK-475/11 md.)

C) (Mülga: 20/11/2017 -KHK-696/17 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7079/17 md.)

D) İşçiler:

(Değişik birinci cümle: 4/4/2007 - 5620/4 md.) (A), (B) ve (C) fıkralarında belirtilenler dışında kalan ve ilgili mevzuatı gereğince tahsis edilen sürekli işçi kadrolarında belirsiz süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan sürekli işçiler ile mevsimlik veya kampanya işlerinde ya da orman yangınıyla mücadele hizmetlerinde ilgili mevzuatına göre geçici iş pozisyonlarında altı aydan az olmak üzere belirli süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan geçici işçilerdir.Bunlar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.

3- 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Sözleşmeli Personel İstihdamı

Madde 10/A-(Ek: 2/7/2018 - KHK/703/141 md.)

Başkanlığın Din Hizmetleri Sınıfına ait kadrolarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası kapsamında sözleşmeli personel istihdam edilebilir.

Sözleşmeli personel, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde öngörülen genel şartlar ile Başkanlık mevzuatı ile belirlenmiş olan özel şartları taşıyanlardan Kamu Personel Seçme Sınavı puan sırasına konulmak kaydıyla alım yapılacak her bir pozisyonun üç katına kadar aday arasından Başkanlık tarafından yapılacak sözlü sınav başarı sırasına göre atanır. Yapılan atama, sözleşmenin imzalanmasıyla geçerlilik kazanır. Sözleşme, imzalanmadan herhangi bir hak doğurmaz.

Bu madde uyarınca atanan sözleşmeli personel üç yıl süreyle başka bir yere atanamaz. Aile birliği mazeretine bağlı yer değiştirmelerde bu madde uyarınca istihdam edilenlerin eşi bu personele tabidir. Sözleşme gereği üç yıllık çalışma süresini tamamlayanlar talepleri halinde bulundukları yerde din hizmetleri sınıfına ait kadrolarına atanır. Bu şekilde atananlar, aynı yerde en az bir yıl daha görev yapar.

Bu madde hükümlerine göre kadrolara atananların, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası uyarınca sözleşmeli pozisyonlarda geçirdikleri hizmet süreleri, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri dereceleri aşmamak kaydıyla kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilir. Bunlar; atandıkları kadronun mali ve sosyal haklarına, göreve başladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren hak kazanır ve önceki pozisyonlarında aldıkları mali ve sosyal haklar hakkında herhangi bir mahsuplaşma yapılmaz.

Bu madde kapsamında kadrolara atananlara iş sonu tazminatı ödenmez. Bu personelin önceden iş sonu tazminatı ödenmiş süreleri hariç, iş sonu tazminatına esas olan toplam hizmet süreleri, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu uyarınca ödenecek emekli ikramiyesine esas toplam hizmet süresinin hesabında dikkate alınır.

Bu madde kapsamında sözleşmeli personelin atanacağı kadrolar, genel kadro usulü hakkında ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli cetvellerde yer alan sınıf, unvan ve derecelerine uygun olmak şartıyla, başka bir işleme gerek kalmaksızın atama işleminin yapıldığı tarih itibariyle ihdas edilerek genel kadro usulü hakkında ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli cetvellerin ilgili bölümlerine eklenmiş ve atananların pozisyonları başka bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. İhdas edilen kadrolar ile iptal edilen pozisyonlar; unvanı, sınıfı, adedi, derecesi, teşkilatı ve birimi belirtilmek suretiyle atama tarihinden itibaren iki ay içinde Cumhurbaşkanlığına ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

Sözleşmeli personel olarak atanacakların başvuruları, sözlü sınava alınacakların belirlenmesi, sözlü sınav konuları, sözlü sınavın usul ve esasları, atanmaları ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer hususlar yönetmelikle düzenlenir.

Geçici Madde 15- (Ek: 1/7/2010-6002/20 md.)

30/6/2010 tarihi itibariyle Diyanet İşleri Başkanlığı taşra teşkilatında halihazırda vekil imam-hatip veya müezzinkayyım olarak görev yapmakta olanlar ile 3/5/2005 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar Diyanet İşleri Başkanlığı taşra teşkilatında toplam en az dört ay süreyle vekil imam-hatip veya müezzin-kayyım olarak görev yapmış olanlar; kamu personeli seçme sınavlarının herhangi birinden Başkanlıkça belirlenecek yeterli puanı almış olmaları ve alanlarında yeterlilik belgesine sahip olmaları şartıyla, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde başvurmaları ve Başkanlıkça belirlenecek usul ve esaslara göre yapılacak sınavda başarılı olmaları halinde, Başkanlıkça ilan edilecek yerlerde görevlendirilmek ve bir defaya mahsus olmak üzere, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası hükümleri uyarınca vizeli veya vize sayısının yeterli olmaması halinde, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde vize edilecek sözleşmeli imam-hatip ve müezzin-kayyım pozisyonlarına geçirilir. Bu şekilde sözleşmeli imam-hatip ve müezzin-kayyım pozisyonlarına geçirileceklerin sayısı 4000 adedi geçemez ve bu işlemler başvuru süresi dahil en geç altı ay içerisinde tamamlanır.

Geçici Madde 16-(Ek: 23/8/2011-KHK-653/13 md.)

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre imam-hatip ve Kur'an kursu öğreticisi unvanlı 1000 adete kadar vizeli sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilecekler, sadece mesleki uygulamalı sınavla belirlenir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Başkanlıkça düzenlenir.

4-2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun:

Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu:

Madde 3/C-

4- Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri şunlardır:

c) Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması halinde; resen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi halinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek.

5- Dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak istemler, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna iletilir. İlgili dava daireleri kurulunca üç ay içinde karar verilir. Aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

İncelemeye konu başvuruda giderilmesi istenen aykırılık; 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 10/A maddesi yürürlüğe girmeden önce, 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi uyarınca din hizmetleri sınıfına ait kadrolara sözleşmeli olarak atanan kişilerin, 633 sayılı Kanun'un 10/A maddesi kapsamında olanlar gibi, 657 sayılı Kanun'un 4/A maddesi kapsamında bir kadroya atanıp atanamayacağı hususundan kaynaklanmaktadır.

Anayasa'nın 128. maddesine göre, devletin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler ancak memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülebilir.

Kamu hizmeti, devlet ya da diğer kamu tüzel kişileri tarafından ya da bunların denetim ve gözetimleri altında ortak gereksinimleri karşılamak ve kamu yararını sağlamak için topluma sunulmuş bulunan sürekli ve düzenli etkinliklerdir.

Kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar veya diğer kamu görevlileri eliyle yerine getirileceği açık olup bu görevleri yerine getirecek memur ve/veya diğer kamu görevlisi arasındaki seçim ise, kanun koyucunun takdir alanı içerisinde kalmaktadır. Buradaki, "diğer kamu görevlileri" ifadesi memur ya da işçi dışında kalan fakat asli ve sürekli görevlerde kamu hukukuna göre istihdam edilen kişileri kapsamaktadır.

Personel istihdamı ise, 657 sayılı Kanun'un 4. maddesinde üç sınıf olarak düzenlenmiştir. Bu sınıflar, memur, sözleşmeli personel ve işçiler olarak belirtilmiş; anılan maddenin (B) bendinde de "sözleşmeli personel" tanımı yapılmıştır.

657 sayılı Kanuna göre "sözleşmeli personel"; kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, Cumhurbaşkanınca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde, ihdas edilen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir.

Kamu kurum ve kuruluşları, kamu görevlilerinin istihdamında memur, sözleşmeli personel ve işçiler olmak üzere belirlenen bu üç ayrı statüde, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda, kanunla öngörülen farklı pozisyon ve şartlarda personel istihdam edebilecektir.

Aykırılığın giderilmesi talebine konu uyuşmazlıklarda; davacılar, 633 sayılı Kanun'un 10/A maddesi yürürlüğe girmeden önce Diyanet İşleri Başkanlığına 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi gereğince ataması yapılan imam-hatip personelidir. Davacıların ataması, 633 sayılı Kanunun 10/A maddesi yürürlüğe girmeden önce, 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesine göre yapılmıştır.

633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, Diyanet İşleri Başkanlığının teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklarını düzenlemek amacıyla çıkartılmıştır.

Anılan Kanun'a, 703 sayılı KHK'nın 141. maddesi ile 02/07/2018 tarihinde 10/A maddesi eklenmiştir. Anılan maddede, Başkanlığın Din Hizmetleri Sınıfına ait kadrolarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası kapsamında sözleşmeli personel istihdam edilebileceği düzenlenmiştir.

633 sayılı KHK'nın 10/A maddesine göre istihdam edilecek personelinin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesinde öngörülen genel şartlar ile Başkanlık mevzuatı ile belirlenmiş olan özel şartları taşıyanlardan Kamu Personel Seçme Sınavı puan sırasına konulmak kaydıyla alım yapılacak her bir pozisyonun üç katına kadar aday arasından Başkanlık tarafından yapılacak sözlü sınav başarı sırasına göre atanacağı; yapılan atamanın, sözleşmenin imzalanmasıyla geçerlilik kazanacağı ve sözleşme, imzalanmadan herhangi bir hak doğurmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Anılan düzenlemede de açıkça belirtildiği üzere, bu düzenlemeye göre ataması yapılan kişilerden 4/A kadrosuna geçiş yapmak isteyenlerin atanılan yerde üç yıl çalışması gerekmekte olup; bu şart sağlanıp kadroya geçilirse aynı yerde bir yıl daha çalışma şartı öngörülmüştür.

Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, Diyanet işleri Başkanlığı bünyesinde, 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi uyarınca atanan sözleşmeli personelin yanı sıra yine sözleşmeli personel statüsünde olmakla birlikte kamu yararı ve hizmet gereği çalışma şartlan ve pozisyonları 633 sayılı Kanun'un 10/A maddesinde düzenlenen ve bu madde uyarınca ataması yapılan sözleşmeli personel de istihdam edilmektedir. 633 sayılı Kanun'un 10/A maddesi kapsamında istihdam edilen personel, "sözleşmeli personel" statüsünde istihdam edilse de, 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesine göre atanan sözleşmeli personel ile hukuken aynı durumda olmayıp; farklı bir mevzuata dayanılarak atandıkları gibi 4/A kadrosuna geçebilmek için 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli personelden farklı yükümlülüklere ve koşullara sahiptirler.

Nitekim, anılan kanuni düzenleme kapsamında atanacak sözleşmeli personele, kadroya geçiş için üç yıl süreyle aynı yerde çalışma koşulu getirilmiş ve kadroya atandıktan sonra da aynı yerde bir yıl daha çalışma şartı öngörülmüştür. 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesinde ise, herhangi bir şart ile belli bir süre çalıştırılan sözleşmeli personelin kadroya geçirileceğine ilişkin bir kurala yer verilmemiştir.

Öte yandan, 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun sözleşmeli personel istihdamına ilişkin 01/07/2010 tarih ve 6002 sayılı Kanunun 20. maddesi ile eklenen Geçici 15. maddesi ve 23/08/2011 tarih ve 653 sayılı KHK'nın 13. maddesi ile eklenen Geçici 16. maddesi incelendiğinde, davalı idareye farklı tarihlerde farklı şartlar/kriterler dikkate alınarak farklı sayılarda sözleşmeli personel istihdamı imkanı tanındığı, dolayısıyla 02/07/2018 tarih ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 141. maddesi ile eklenen 10/A maddesi kapsamında yapılan istihdamın yeni ve farklı koşulları olan bir istihdam usulü olduğu ve söz konusu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra istihdam edilen personeli kapsadığı da açıktır.

Dava konusu uyuşmazlığın "eşitlik ilkesi" ile "haklı beklenti ilkesi" yönünden değerlendirilmesine gelince;

Eşitlik ilkesi yönünden, Anayasa'nın "Kanun önünde eşitlik'" başlıklı 10. maddesinde; herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı, Devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda oldukları hükmüne yer verilmiştir.

Bu kuralın, aynı durumda olanlara ayrı kuralların uygulanmasını, ayrıcalıklı kişi ve toplulukların oluşturulmasını engellediği, aynı durumda olanlar için farklı düzenleme yapılmasının eşitliğe aykırılık oluşturacağı, Anayasa'nın amaçladığı eşitliğin, mutlak ve eylemli eşitlik değil hukuksal eşitlik olduğu, bir diğer anlatımla aynı hukuki durumda olanlar için aynı, ayrı hukuki durumda olanlar için ayrı kurallar öngörülmesinin Anayasa'nın öngördüğü eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceği açıktır.

Nitekim Anayasa Mahkemesinin 07/05/2021 tarih ve 31477 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 04/02/2021 tarih ve E:2019/89, K:2021/10 sayılı kararında ve istikrar kazanmış birçok kararında da;

"...Anayasa'nın anılan maddesinde belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı; aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, kişilere ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez..." değerlendirmesine yer verilmiştir.

Somut uyuşmazlıkta, davacıların atandığı tarihte 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 10/A maddesi yürürlükte olmayıp, KPSS sınav sonucuna göre ÖSYM tarafından yapılan yerleştirmeler sonucunda 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesine göre atandıkları açıkça belirtilmiş olup; dosya içerisindeki yeralan atama belgelerinde 4/B statüsünde görev yaptıkları yer almaktadır. Davacıların kendilerine uygulanmasını talep ettiği düzenleme ise, 657 sayılı Kanun'dan farklı olarak düzenlenen 633 sayılı Kanun'da yer alan 10/A maddesidir. Dolayısıyla, davacılar, 633 sayılı KHK'nın 10/A maddesi uyarınca atanan sözleşmeli din hizmetleri sınıfı personeli ile aynı hukuksal duruma değil, ayrı hukuksal durumlara ve farklı hukuksal düzenlemelere tabi olduklarından dava konusu edilen kadroya geçirilme taleplerinin reddine ilişkin işlemlerin Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesini zedelediğinden bahsedilemez. Zira, somut olayda, kadroya geçişin önkoşulu "sözleşmeli personel" statüsünde görev yapıyor olmak değil; öncelikle 633 sayılı Kanun'un 10/A maddesine göre "sözleşmeli personel" olarak atanıp, bu Kanun çerçevesinde "sözleşmeli personel" olarak görev yapıyor olmaktır.

Haklı beklenti ilkesi yönünden ise, bireyin hukuki iş ve işlemlere girişirken tabi olduğu mevzuat hükümlerinin kendisine de uygulanacağı yönündeki beklentisi "haklı beklenti" kavramını ifade etmektedir. Ancak Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere, her türlü beklentinin idare tarafından karşılanması mümkün değildir. Bu durumda, 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesine göre atandıklarını bilen davacıların kendilerinin tabi olmadığı bir mevzuat hükmü olan 633 sayılı Kanun'un 10/A maddesinin kendilerine de uygulanması gerektiği yönündeki beklentilerinin haklı beklenti kavramı içerisinde karşılanması gerektiğinden söz edilemez. Davacılar kendi iradeleriyle, 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi uyarınca atamalarının yapılacağının bilincindedir.

Öte yandan, düzenleyici işlemlerin, kural olarak, yürürlük tarihinden sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanmak üzere çıkartıldığı, düzenleyici işlemlerin geçmişe etkili olamamasının, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkesinin de bir gereği olduğu dikkate alındığında; davacıların, kendi atamalarından sonra yürürlüğe giren 633 sayılı Kanun'un 10/A maddesinin kendilerine de uygulanmasını beklemelerinin, hukuka aykırı olarak, kanunun geçmişe yürütülmesine neden olacağı da açıktır.

Bu itibarla, yukarıda yapılan değerlendirmeler çerçevesinde, 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi kapsamında atanan ve 633 sayılı Kanun'un 10/A maddesi kapsamında bulunmayan din hizmetleri sınıfında görev yapan sözleşmeli personelin, anılan Kanun'un 10/A maddesi kapsamında atananlara tanınan haklardan yararlandırılmamasında eşitlik ilkesi ile haklı beklenti ilkesine aykırılık görülmemiştir.

Bu nedenle, 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi uyarınca sözleşmeli din hizmetleri sınıfına atanan davacıların, 633 sayılı KHK'nın 10/A maddesindeki koşulları sağlasa bile kadroya atanma taleplerinin, tabi oldukları mevzuat uyarınca karşılanması mümkün olmadığından, başvurularının reddi yönündeki işlemlere karşı açılan davaların reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.

III-SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın, yukarıda yer alan gerekçe ile davanın reddi doğrultusunda giderilmesine, 14.02.2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
memurlar.net

FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

TWİTTER'DAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
2 Yorum