MEB Şube Müdüründen Ali Yalçın’a 'sadece memuru satmakla yetinmemiş; yol ve dava arkadaşlarını bile satmış' tepkisi

MEB Şube Müdüründen Ali Yalçın’a 'sadece memuru satmakla yetinmemiş; yol ve dava arkadaşlarını bile satmış' tepkisi
İstanbul Pendik İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak görev yapan Yıldırım DEMİRCİ, facebook sayfasından MEMURSEN ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali YALÇIN’ı sert sözlerle eleştirdi. Yazısının sonunda sendika üyelerini sendika seçimlerine katılmaya ve seçimlere ağırlıklarını koymaya davet ederek sendika yönetimlerinde değişim girişiminde bulunmaya çağırdı. İşte o yazı:

DEĞER SENDİKACILIĞININ SENDİKA AĞALIĞINA DÖNÜŞTÜRÜLMESİNE DUR DE!

Demokrasilerin vazgeçilmez unsuru şüphesiz sivil toplum örgütleridir. Bunların da en gözdesi sendikalardır. Sendikalar üyelerinin özlük, ekonomik, sosyal, kültürel ve mesleki haklarının iyileştirilmesi için mücadele veren sivil toplum örgütleridir. Vesayetçi oligarşik yapının necip Milletimizin değerlerine karşı baskıcı ve antidemokratik otoritenin hüküm sürdüğü 1992 yılında Eğitim-Bir Sen, tarihimizden gelen misyonu gereği sadece ücret sendikacılığı iddiası gütmeyen ilkesel bir bakış açısı ile kurulmuştur.

Sendikamız, kuruluşunda “Erdemliler İttifakı” olarak bilinen “Hılfülfudul” düşüncesi ön plandaydı. Temel ilkelerimiz adalet ve tevazuuydu. Adaleti, Hz. Ömer’den; tevazuu ise Hz. Osman’dan almıştık. Günümüzde kuruluş değerlerimizden o kadar uzaklaştık ki Sendika üst yöneticilerinin, memurlardan altı-yedi kat fazla maaş alması mı adalet, yoksa trilyonluk araçlara binerek, fildişi kulelerinde oturmaları mı tevazudur?

Ülkemizde yapılan genel ve mahalli seçimler dünyada örnek gösterilen seçimlerdir. Ancak sivil toplum örgütlerindeki seçimlerin birçoğu demokratik teamüllere bağdaşmamaktadır. Sivil toplum örgütlerinin üst yöneticileri, konumlarını ve rantlarını korumak gayesi ile seçimlerinde baskıcı, antidemokratik uygulamalar maalesef fazlası ile görülmektedir.

Sendika üst yönetimi, seçimleri kendi çıkar ve ikballeri doğrultusunda dizayn etmeye çalıştığı antidemokratik, dayatmacı, baskıcı ve tahakkümcü uygulamalarını kamufle etmek için sadece söylemde kalan “Demokrasi Şöleni” terimini kullanmaktadırlar. Birkaç örnekle tabloyu somutlaştırmaya çalışacağım:

İstanbul 1 No’lu şubede 2014 yılından itibaren Bahçelievler İlçe temsilcisi olarak görev yapmakta iken 27.05.2021 tarihli yazı ile Aydın GERÇEK’in görevden alınması, İstanbul 2 No’lu Şubeye bağlı Sultangazi İlçe Başkanı Sıddık DEMİR’i sudan sebeplerle görevden alınmaya çalışılmış, İstanbul 4 No’lu Şubeye bağlı Pendik İlçe Yönetim Kurulu üyesi Güven KARABACAK’ın hukuksuz bir şekilde 29.09.2021 tarih ve 836 sayılı yazı ile görevden alınması, İstanbul 5 No’lu Şubeye bağlı Avcılar İlçe Başkanı Sinan OKUMUŞ’un istifaya zorlanması, 6. Olağan Kongre sonrasında Başakşehir’de 30 delegenin 30’unun da oyunu alarak seçimi kazanmış Başakşehir İlçe Başkanı Tuncay İNCEBACAK’ın ve yönetiminin görevden alınması, (Gerçek Aydın, https://www.kamudanhaber.net/ali-yalcina-acik-mektup..., 13.10.2021) Yine Bahçelievler’de yaklaşık 8 yıldır yönetim kuruluğu görevinde bulunan Bilal EVCİ, Müslim ÇALIŞKAN ve Akın GÖMLEKSİZ’in sorgusuz ve sualsiz görevden alınmaları, (Evci Bilal, facebook, 24.11.2021)

2018 yılında gerçekleştirilen Eğitim Bir Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanlığı seçimlerinin ardından mevcut başkan Ferhat ÖZTÜRK seçimi kaybetmiş, yerine Genel Başkan Yardımcısı Ramazan ÇAKIRCI’nın desteklediği Mükremin KÖSE son anda aday yapılarak seçimi kazanmıştı. Yasal çoğunluktan daha fazla olan delegelerinin olağanüstü kongre talepleri, Genel Merkezin 30.05.2019 tarih ve 868 sayılı yazısı ile reddedilmiştir.

Gözden kaçırmayın

Bu süreçten sonra yalnız kalan   5 No’lu şube Başkanı Celal DEMİRCİ  vefasızlık nedeniyle  şube başkanlığından istifa etti ve yeniden aday olmayıp öğretmenliğe döndü.

Güven KARABACAK’ın hukuksuz bir şekilde görevden alınması üzerine, Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 No’lu Şube Pendik İlçe Başkanı Ferhat GÜCÜKOĞLU ve arkadaşları facebook’tan yayınladıkları mesajla Talat YAVUZ’un artık tahammül sınırlarını zorlayan Şube Başkanlığı tarzı/tavrı ve Genel Merkezin de bu tavrı destekleyen kararları karşısında, görevi bırakma kararı aldıklarını açıkladılar. Böylece Genel Merkez seçilmişlerden atanmışlara giden yolda bir imza daha atmıştır

2003-2004 yılları arasında Eğitim Bir Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanlığını yapan Cemal KAPAN, Genel Merkezin üyenin iradesini yok sayarak adanmışlar yerine atanmışları başkan yapması, antidemokratik, hukuksuz ve keyfi uygulamaları nedeniyle 05.10.2021 tarihinde sendika üyeliğinden istifa ederek tepkisini ortaya koymuştur. Davanın duayenlerinden Nihat MORGÜL, eski Tuzla Eğitim Bir Sen İlçe Başkanı Ufuk UÇAR ve daha nice sendikanın kuruluş aşamasında görev almış ya da uzun süredir sendikaya hizmet eden üyelerin istifaları sizce bir anlam taşımıyor mu?

Şubelerin hiç birinde örneği olmayan ancak Eğitim Bir Sen 4 No’lu Şubede ikinci bir profesyonel sendikacı kadrosu ihdas edildi. Nasıl olsa üyelerden aidatlar tıkır tıkır geliyor. Herhalde Beyler! Nereye harcayacaklarını bilemiyorlar! Hesap verebilecekleri bir mercii de olmadığına göre kendileri çalıp kendileri oynuyorlar. Bizlere de olan bitenleri seyretmek düşüyor. Ha!... Bu arada, sendika üst yöneticileri memurlardan altı-yedi katı fazla maaş aldıkları ve edindikleri ek imtiyazlarla temsil ettikleri memurların yaşam standardının çok üzerinde “her şey dâhil konforunda” hayatlar yaşadıkları düşünüldüğünde Rahmetli Kurucu Genel Başkanımız Akif İNAN’nın: “Zamana ve zemine göre değil, doğru ve hak bildiğimiz yoldan duruşumuzla asla ayrılmayacağız.” sözüyle özetlediği değer sendikacılığını; sendika ağalığına, sendika saltanatına veya sendika burjuvazisine… adına ne derseniz deyin kendi ellerimizle dönüştürdük.

3. Olağan Genel Kurul seçimlerinde Genel Başkan Ahmet GÜNDOĞDU’nun hazırladığı genel yönetim kurulu listesinin karşısında, Ali YALÇIN ve Erol ERMİŞ’in de içinde bulunduğu Konya Şube Başkanı Ali KÜÇÜKKÖSEN’nin hazırlamış olduğu ikinci ayrı bir listeyle seçime gidildi. Bu seçimden hemen önce 2008 yılında Ali YALÇIN, yanına Erol ERMİŞ’i de alarak Genel Başkan Ahmet GÜNDOĞDU’nun listesine karşı  seçim çalışmaları yapmak üzere Türkiye turnesine çıkmıştı. Aynı Ali YALÇIN, yol ve dava arkadaşı olan Erol ERMİŞ 2019 yılında yapılan 6. Olağan Genel Kurul seçimlerinde yönetim kuruluna aday olunca tüm delegasyonun huzurunda fitnecilikle itham etmiştir. Bir önceki dönem Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Murat BİLGİN twitter hesabından yaptığı: “Aşağıya bak. Memuru nasıl sattığını gör.”  paylaşımından yola çıkarsak Genel Başkan Ali YALÇIN sadece memuru satmakla yetinmemiş en yakın yol ve dava arkadaşını bile satmıştır.

2015 yılında yapılan 5. Olağan Genel Kurul seçimlerinde Genel Başkan Ahmet GÜNDOĞDU, Ahmet ÖZER’in adaylığını desteklemesine rağmen Ali YALÇIN Genel Başkanlığa aday olmuştur.   Gelelim 2018 yılında yapılan Şube Genel Kurul seçimlerine Salih AÇIKEL Eğitim Bir-Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanlığına adaylığını açıkladıktan sonra kendisine destek veren üyeler bizzat Genel Başkan Ali YALÇIN tarafından aranıp desteklerinin çekilmesi istenilmiştir. Bu iki davranış arasındaki yaman çelişki nasıl izah edilecektir. Kamuoyunun takdirine sunuyorum.

Demokratik hukuk devletinde seçim sürecinde isteyenin aday olabileceği ve üyelerin özgür iradesiyle istedikleri adaylara reylerinin vermeleri yasalarla güvence altına alınmışken bu dayatmalar neyin nesi? Birilerine mubah olan davranışlar, başka birilerine niçin mubah olmuyor ve bunun adına da sözde “Demokrasi Şöleni!” diyorlar.  Sendika üst yöneticilerinin istedikleri kişiler aday olunca iyi de, bir başkası aday olunca tu kaka mı?  Sanki Salih AÇIKEL bu sendikaya uzaydan geldi. Kendisi sendikanın kuruluşundan itibaren büyük hizmetleri olmuş ve 2007-2010 yılları arasında Pendik İlçe temsilciliği görevini yürütmüştür. Nedir bu ötekileştirme anlam vermek mümkün değildir. Bütün demokratik teamüller çiğnenerek üyelerin üzerine baskı kurarak sendika içerisinde küçük bir menfaatçi grubun istedikleri adaya, üyelerin oy vermelerinin zorlanması ne demokrasiyle, ne hukukla, ne kanunlarla, ne de anayasamızla bağdaşmaz. Bu yapılanlar karşısında insan kendisine şu soruyu sormadan da geçemiyor “Siz ali kıran baş kesen misiniz?”

Sendika Genel Merkezinin tüzük değişikliği ile ilçe temsilciliklerinin doğrudan üye tarafından seçilmesinin önüne geçilmesi ve en fazla üç dönem seçilme kuralını değiştirme eğiliminde oldukları kulislerde konuşulmaktadır. Olağan genel ve şube kurulları seçimleri üç yılda bir yapılmakta iken 2015 yılında yapılan bir tüzük değişikliği ile bu süre dört yıla çıkarıldığını da hatırlayalım. Sendikanın her türlü imkânlarını ellerinde bulunduran, bir eli yağda bir eli balda olan bir avuç sendika üst yöneticileri saltanatlarının devamı için tüzükte işlerine gelmeyen maddeleri de kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmekle saltanatlarını garanti altına alma arzuları içinde oldukları görülmektedir. Ne acıdır ki, sadece kelle sayısı kadar değeri olan üyelerin aidatları ile bu şatafatlı saltanatlarını sürdürmektedirler. Bu çaba sendika üst yöneticileri kendi istikballerini, temsil ettikleri üyelerin isteklerinin üstünde tuttuklarının somut bir göstergesidir.

Genel Merkeze, Tüzüğümüzün 3. maddesinin 2. fıkrasının (g) bendinde: “Her türlü oligarşiye ve vesayet rejimine karşı çıkarak, katılımcı demokrasiye ulaşmayı, demokratik hakların kullanılmasını sağlayarak özgür ve şeffaf seçimlerin gerçekleştirilmesini, bireylerin ve üyelerin tercihlerinin önemsenmesi için her türlü tedbirin alınması” hükmünün sadece kağıt üzerinde değil davranış boyutunda da sahada görmek en temel arzumuz olduğunu belirtmek isterim.

Değer sendikacılığından lüks arabalar, oteller ve bu şatafata itiraz edenler dışlanarak davamız, para ve makama dönüştü. Bizleri temsil etmekten ve kuruluş değerlerinden uzaklaşıp, üyelerden gelen maddi ve manevi imkânları hep kendi menfaatleri, çıkar ve istikballerine dönüştüren sendika üst yöneticileri, sandıkta iradesine sahip çıkan üyelerin feraseti karşısında kar taneleri gibi eriyeceklerdir. Yeniden büyük Türkiye’yi inşa etmek için sendikada değişim zamanı ve değişim kaçınılmazdır. Hiçbir üyenin ötekileştirilmediği, despotizm bittiği, kişisel çıkar ve menfaatlerin konuşulmadığı sadece üyelerin özlük, özgürlük, ekonomik, sosyal, kültürel ve mesleki haklarının iyileştirilmesinin konuşulduğu yeni bir yönetim anlayışının tesisi elzem olmuştur.

İrfan COŞKUN’un sosyal medya hesabından paylaştığı üzere, Kurucu Genel Başkanımız Akif Abi’nin şoförü  yoktu, makam arabası olmadı, koruması, yüksek maaşı hiç olmadı. Dava deyince Sen vardın. Ağrı Dağından büyük hedeflerin, bu Milletin gençliğine, geleceğine dair hikâyen vardı. Dava gücünü makamdan, paradan değil, adamdan, adanmışlıktan, adam gibi adam olmaktan alırdın. Bugün olsaydın öğretmen maaşıyla yapardın bu işi. Para bizi şımarttı, makamlar bizi bozdu, başkalaştırdı. Abi, sen yine de mahzun olma, yeniden yeşereceğiz, umut olacağız yarınlara.

Hasbi olarak yola çıkıp da hesabı peşinde koşanlara yeter deme vakti gelmiştir. Artık yeni söylemlere, yeni heyecanlara, yeni vizyonlara ve yeni yüzlere ihtiyaç vardır. “Analar ne yiğitler doğurmuştur.” şeklinde Anadolu’da güzel bir söz vardır. Şimdi o yiğitlerin ortaya çıkma zamanıdır. Önümüzdeki seçimlerde üyenin tercihine hiçbir kimse ama hiçbir kimse ipotek koyamayacaktır.

Son sözü masa başında oturup kapalı kapılar ardında karar alanlar değil; sınıfta altı saat ders anlatmaktan sesi kısılan öğretmenler, sekiz saat klavyede yazı yazmaktan parmakları şişen memurlar, süpürgeyi elinden düşürmeyen yardımcı personeller, kurumlarını en iyi şekilde yönetmeye çalışan yöneticiler kısaca yüz binlerce sessiz, çalışkan, fedakâr ve iradesine sahip çıkan değerli üyeler söyleyecektir. 2022 Ekim ayında yapılacak olan seçimler, sözde değil özde demokrasi şöleni olacaktır.

Zorunlu Açıklama: Yazı içerisinde farklı sitelere yönelik olarak verilen linklere yayın politikamız gereği yer verilmemiştir. Bu linkler, Yıldırım Demirci’nin facebook sayfasındaki yazıda mevcuttur.
kamudanhaber.net

FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

TWİTTER'DAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
5 Yorum