Kamudaki vekaleten görevlendirmeler!

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, boş olan veya geçici olarak boşalan kadrolara vekâleten atama yapılmasına izin vermektedir.

Ancak;

657 sayılı DMK hükümlerine göre; kurum içinden veya diğer kurumlardan vekâlet edenlerin “asilde aranan şartları taşıması” gerekliliği vardır.

Mali haklar açısından da “vekalet eden personelin asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadrolar için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) taşıması” gerekir.
Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Kararnameye göre; vekalet edilen görevden dolayı varsa zam ve tazminat farkının ödenebilmesi için de “vekillerin, genel ve ilgili özel mevzuatı uyarınca asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) bir arada taşımaları” gerekir.

Bu düzenlemelere göre, kamu kurum ve kuruluşlarına ait bir kadroya vekâlet edenlere, vekâlet ettikleri görevleri nedeniyle herhangi bir ödemenin yapılabilmesi için, görevlendirmenin usulüne uygun şekilde yapılması ve görevi yürütecek kişinin asilde aranan şartlara sahip olması gerekmektedir.

Bu nedenle, bir kadroya vekâleten atanacak kişinin, aynı kadroya asaleten atanabilmek için gerekli olan;

-Eğitim süresi ve bölüm şartını,
-Hizmet süresi şartını,
-Kurumda belli bir süre çalışma şartını,
-Belli görevlerde ve belli bir sürelerle çalışma şartını,
-Görevde yükselme veya unvan değişikliği sınavı ile atama yapılan görevler için, bu sınavlara girebilme hakkını elde etmiş olma şartını, taşımaları gerekmektedir.

657 Sayılı DMK esas olarak asaleten atama öngörmüş ancak kamu işleyişinde aksaklık ve eksikliklerin giderilmesi için gerekli durumlarda vekaleten görevlendirme seçeneğini de asaleten görevlendirme şartlarını temel alarak idareye sunmuştur.
Mevzuat açısından durum bu kadar açık ve net olduğu halde, her dönemde ve özellikle son yıllarda bütün kamu kurum ve kuruluşlarında vekaleten atama yöntemiyle yapılan görevlendirmelerin ortaya çıkardığı sorunlar birçok kamu kurumunda gündeme gelmektedir.

Her dönem yalnız ve sadece iktidardaki siyasetin kendi politikalarının uygulamaya konulmasını kolaylaştırıcı bir yöntem olarak kullanılan vekaleten atama yönteminin, kamu kurumlarında çalışan on binlerce kamu çalışanı üzerinde yarattığı olumsuzlukların sonuçları ise en başta aidiyet duygusunun örselenmesi ve devamında da eğitim, çalışma, özveri, liyakat vb. gerekliliklerin, siyaseten yapılan atamalarla bütün bu kavram ve koşulların yok sayıldığı, değersizleştirildiği bir çalışma ortamında siyasetin tercih ve uygulamalarına boyun eğmek zorunda kalındığı izlenimi olarak ortaya çıkmaktadır.

Vekaleten atama bir usul değil, ihtiyaç ve gereklilik söz konusu olduğunda başvurulabilecek geçici bir yöntemdir.
Özellikle asilin şartlarını taşımayan vekaleten görevlendirmelerin sündürülmesi, uzatılması suretiyle yasanın ve usulün istismar edilmesi, esasen hem kişiye ve hem de kamuya zuldür, görevin ve görevde yetkinin kötüye kullanılmasıdır.

İstisnasız bütün kamu kurumlarında mevcut vekaleten görevlendirmelere bakıldığında o kurumlarda çalışan ve asaleten atama koşullarını da taşıyan binlerce 657 DMK tabi çalışan Devlet Memurunun varlığı ve mevcudiyeti görülecektir.

Liyakatsiz ve yetersiz kişilerin atanmaları ve görevlendirilmeleri, siyasi tercih ve önceliklerin, kamusal fayda ve çıkarların önüne geçmesi, buna göz yumulması, izin verilmesi sayesinde elde edilen kısa dönemli kişisel ve siyasi, fayda ve çıkarlar söz konusu olabilir belki ancak, uzun vadede her şeyden önce Devletin Bekası, devlet-i ebed-müddet zarar görecektir

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mecbur BODUR Arşivi