MOBBİNG GÜNLÜKLERİ -4 : ÖĞRETMENİN ÖĞRETMENE MOBBİNGİ

MOBBİNG GÜNLÜKLERİ -4 : ÖĞRETMENİN ÖĞRETMENE MOBBİNGİ
Eğitim Gücü Sendikası Denizli İl Başkan Yardımcısı Gülay ÇETKİN, öğretmenlerimizin birbirine karşı tutumları konusunda basın açıklaması düzenledi.

ÇETKİN; “Mobbing Günlükleri yazı dizimize devam ederken şunu da gözümüzden kaçırmış değiliz. Öğretmenlerimize mobbingi her zaman okul idarecileri yapmıyor. Çok acı bir şey ve bunu ifade ederken emin olun içim acıyor. Öğretmen de öğretmene mobbing uygulayabiliyor. UYGULUYOR DA!

Devletin okulunda neyi paylaşamıyoruz? Öncelikle bu soruyu sormak gerekiyor. Aynı zümrede, aynı okulda, aynı camiada olduğumuz arkadaşımızla neyi paylaşamıyoruz?

Hani bir söz vardır; “Ekmek boğazımı aldı su çare, su boğazımı aldı ne çare?” İdareciler mobbing uyguladığında anlamak bir nebze daha kolay olabiliyor. Öğretmen, mağdur arkadaşına merhem olabiliyor ama bu zulmü öğretmen öğretmene yaparsa ne anlaşılabilir ne de çözümü olabilir.

İdarecilerle yapılan işbirlikleri, menfi birlikteliklerden güç alan bazı öğretmenlerimiz maalesef arkadaşlarına zulüm edebilmektedir.

Sonra yine çıkar amaçlı grupların kurulması ve bu grupların da diğer arkadaşlarını dışlaması veya kumpasvari oyunların kurulması?

Veya bir öğretmenin mağduriyetine karşılık sessiz kalınması. Sevgili öğretmenim sen böyle yaparsan öğrencilerimiz haksızlığa karşı mücadeleyi nasıl öğrenecekler? Ha diyebilirsin ki “Sadece benimle mi olacak olanlar?” Tabi seninle olacak. Tarafın belli olsun en azından. Unutma Mustafa Kemal de tekti.

Geçtiğimiz haftalarda da şahit olduk, sizler yine yazılarımızda okudunuz. Okuldaki yanlışlarla mücadele eden bir öğretmene arkadaşlarının mobbing uygulaması. Bu durumu aklınız alabiliyor mu mesela? Biri kamuyu zarara uğratıyor, çocukların geleceğinden çalıyor bir öğretmen bunun için uğraşıyor. Vay efendim neden yapmışmış. Buna insani olarak bu tepki verilmemeliyken öğretmen olarak bu yapılır mı mesela? Ve yine kamuda haksızlık yapıldığında liyakatten dert yanarken çözüme karşı çıkmak olmuyor mu?

Yapmayın öğretmenlerim. Hep demiyor muyuz “öğretmenler birlik olamıyor” diye. Kendimizi şikayet etmiş olmuyor muyuz?

“Dön Bak Aynaya Bu Sen misin Hatırla” şarkısını çoğumuz hatırlar. Sen bu değilsin öğretmenim. Ya birleşirsin ya bölünürsün. Ya kazanırsın ya kaybedersin. Sendikaların sayısına atıyorsun suçu. Öğretmenleri sendikalar değil öğretmenler bölmüyor mu?

Öğretmenim! Öğretmen arkadaşına attığın müddetçe bir gül bile yaralar.

Hikâye olunur ki: Pir Sultan Abdal, idam edileceği darağacına doğru yürürken Hızır Paşa emir verir: “Herkes taşlasın, taş atmayanın boynu uçurulacak” Uğruna mücadele ettiği halk, Pir Sultan’ı taşlamaya başlar. Taşlar Pir Sultan’a kadar gelmekte, ama ona değmeden yere düşmektedir. Pir’in musahibi (can yolda- şı) Ali Baba, taş atmasa da can korkusundan Pir’e bir gül atar. Gül, Pir’e değer ve yaralar. Al kanlar akar Pir’in bedeninden. Can dostunun bu hareketinden incinen Pir’in dudaklarından şu nefes dökülür:

……Şu ellerin taşı hiç bana değmez.

İlle dostun bir tek gülü yaralar beni.” dedi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
1 Yorum