Süleyman PEKİN

Süleyman PEKİN

GIDA ve SU İMPARATORLUĞU

Ajda Pekkan’ın ömr ü hayatındaki tek sosyal içerikli şarkısı “Aman Petrol, Canım Petrol”den bu yana tam 40 yıl geçti. Yani Korona’dan Önce (K.Ö.) – 40’da katıldığımız Eurovision Şarkı Yarışması’nda Petrolün onca önemine ve ‘Artık dizginlerimizin onun elinde’ olmasına rağmen “0” (yazıyla sıfır) çekmiştik. Ki o zamanlar Türkiye; “Yerli malı kullanan / Yurdun üç tarafı denizlerle çevrili”, kendi kendine yeten bir ülke idi. Hatta “Herkesin bir yıldızı vardı”, İbrahim Sadri’ninki Mehlika’ydı meselâ. “Mehlika Sultan’a Âşık Yedi Genç” şiiri gündemdeki yerini 7 bölgede koruyordu meselâ.

            Gündem deyince Koronaya 6 kala’dan beri Petrol fiyatlarıyla Jerry’nin (fare) Tom’la (kedi) oynadığı gibi oynuyorlar. Neymiş, Kırım’a çöken ve Doğu Ukrayna’yı çökerten Rusya’ya ekonomik bedel ödetilecekmiş; şuna askerî olarak ‘gözüm yemiyor’ desene! Bir de koskoca Batı Bloku olacaksın; hani İvan Drago’yu yenen Rocky Balboa gibi 91’de kesin zaferini ilân etmiş idin?

            Evet, Rusya dünya ekonomi skalasında 11-12’nci sırada amma ve lâkin caydırıcı silah gücünde ABD’yle, teknolojik inovasyonda ÇİN’le aşık atıyor. Petrol gibi sonlu ve azaldıkça daha da kıymetlenmesi gereken bir meta 10 yıl önce 120 dolardı, şimdi 30 dolar ve geçen ay 20 doları bile gördü. OPEC zaten Küresel Finans’ın köpe.. Allah aklını işletemeyenleri işte böyle pislik içerisinde bırakıyor (Yunus 100). Dünyanın en pahalı nesnesi senin topraklarından çıkıyor ama satışından keferet’ül-fecere sorumlu. Sudan ucuz bile gitse gık diyemezsin ama tek namaz bile kaçırma, Ramazan’ı ihya et, Harem’de belli bir meblâğ karşılığında da şeytan taşlamayı unutma!

            3 haftadır Koronal yazılar yazdık; bu da onun zeyli olsun. Bir: Petrolün düşüşü alternatif enerjilerin devreye sokulmasını hızlandırır; aynı zamanda alternatif araçlar ve yol alternatifleri. İki: Petrol fiyatlarının düşüşünden ve yaptırımlardan İran etkilendi ama Rusya beklenildiği kadar sarsılmadı. Ve Dünya ölçeğindeki egemenlik/hegemonya ABD kefesinde de kalsa, ÇHC kefesine de aktarılsa Rusya stratejik eksen olarak denge unsuru olmayı sürdürecek gibi gözüküyor.

            I.Cihan Virüs Harbi nedeniyle sağlıkçılar (Allah onlardan razı olsun) ve sağlık sistemi öne çıkmış olsa da yakın gelecekte doktorsuz, hemşiresiz ve hatta öğretmensiz, avukatsız, memursuz, dinadamsız günler bizi beklemekte. Yaygın eğitimsiz, binasız, sağlık güvencesiz (çip hariç), turizimsiz, az gezmeli - az harcamalı günler; “gıdanın vesuyun altın fiyatlarına endekslendiği günler..

            ‘Su’ dedim; elin oğlu (Elitin el’i) dünyanın su cenneti Kanada’nın bile sularını kontrolü altına alıyor. Bkz: “Kanada’nın Su Altyapısının Özelleştirilmesi” (Joyce Nelson, Global Research). Yine bkz: “Yeni Su Baronları, Mega Bankalar Dünyanın Suyunu Satın Alıyor” (Jo-Shing Yang, Turquie Diplomatique); aç parantez Baron Bey’e: JP Morgan, Citigroup, Goldman Sachs, HSBC, Credit Suisse, UBS, Allianz Group, Deutsche Bank, Barclays…

            ‘Gıda’ dedim; ta Kuzey Buz Denizi’nde Norveç’e bağlı Svalbard Takımadasındaki bir kayalığın 120 m. derininde 4,5 milyon tohum türü kapasiteli Küresel Tohum Ambarı/Bankası’nı kim kurdu: Rockefeller. Niye kurdu: Dünyada bir nükleer savaş, küresel bir ekolojik felâket veya benzer bir kıyamet senaryosu yaşandığında ipleri ele alarak hayatı tanzim için. Karışık tarım, GDO, tarımsal kredi alanlarında sayısız şirkete ve bankaya sahip – II.Mahmut’tan beri Osmanlı’yı borçlandıran – öbür global ortak kim: Rothschild’ler. Bence ‘evde kal’ıp Soner Yalçın okumak (Saklı Seçilmişler, Kara Kutu) için bolca vaktimiz var.

            Neticede Ş. Zeki Yamanî’nin dediği gibi “Taş Devri, taş bittiği için son bulmadı, Petrol Çağı da petrol bittiği için son bulmayacak”. Yeni Devir su kaynaklarının ve gıda üretimi ile tedarik zincirinin Top-2 (Tap tu:) sayılacağı bir dönem olacak. Bu dönemi Rusya Federasyonu 17 milyon km2 lik alandaki su ve tarım çeşitliliğiyle hatta kimi bölgelerindeki yüzlerce yıl önceki ziraî alışkanlıklarla rahat aşar; petrol dip bile yapsa ve üstüne üstlük birçok iktisadî yaptırıma maruz kalsa vız gelir. Baş döndüren bir kendi iç derinliği var. Asıl biz dertlenelim derim.  

            70’lerde - 80’lerde söylenen “Türkiye kendi kendine yeten 7 ülkeden biridir” sözü şimdilerde çocuk masalı bile etmez. Acaba İ.Sadri’nin “Kuş Hatıraları” şiiri kaçımıza hitap ediyor? 10 yıl sonra şimdikiler de ‘Dikkat 60-65!’ levhasına konu olduğunda gıda ve suyu betondan mı karşılayacağız? Yada sıcak para girsin diye devir hakkı verdiğimiz ırmaklar için şirketlere metazori mi yapacağız? Veyahut birbirimizi mi yiyeceğiz?

            Yedi deyince 7 yıl önce yazdığım yazı başlığı geldi aklıma: AKIL, GEL PAÇAMA TAKIL!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Süleyman PEKİN Arşivi