İbrahim KILIÇ

İbrahim KILIÇ

GERÇEK DOST

Dost; sevilen, güvenilen, sık görüşülen, gönüldeş denilen bir kavram olmasına rağmen bunların etkisi ve sürekliliği bu kavramın tonunu belirler. Esasında toplumun her katmanında oldukça sık kullanılıp şiirlere, şarkılara, filmlere konu olması, bu kavrama verilen önemin ve gerekliliğin en güzel göstergesidir.  Bu kadar önemli olan bu kavramı; yaşadıklarım, duyduklarım ve öğrendiklerimle harmanlayarak,  üçe ayırabileceğim kanaatini bende oluşturdu. 

Bazen bulunduğunuz statü, maddi varlığınız, çevreniz sayesinde birçok insan size yakınlaşır. Onlar ki; her ortamda sizden bahseder, sizi över, hatta sizi sizden daha iyi düşünme vaziyeti alırlar. Seni tanımak benim için onur, iyi ki varsın, iyi ki benimlesin sözleri sürekli kulaklarınızda çınlar. Ne iyi insanlar, dostlarım dediğiniz böylesi bazı insanlar,  bulunduğunuz merdivenden bir adım indiğinizde onlar da sizden bir adım uzaklaşır. İndiğiniz basamak sayısına göre, uzaklaşma oranı da artar. Bir zaman sonra sizi tanımazlar ve çok rahat geçmişin üzerine singer çeker hatta singer çekmekle kalmaz, dedikodunuzu bile yaparlar. Yani iyi gününüzde yanınızda olanlar, dost bildikleriniz. Toplumda da çok sık duyduğumuz, “iyi gün dostu” kavramıyla da örtüştürerek, bunlara iyi gün dostları diyorum.

Bulunduğunuz pozisyonda sizinle sadece merhabası olmasına rağmen sizinle samimi olmayan insanlar da vardır. Yakınınızda olmasına rağmen çok uzakta sandığınız insanlar. Ama bir düşmeye görün; düştüğünüzde size el uzatan, siz geriye doğru adımlarken size koşan insanlara da tanıklık edersiniz. Şaşırırsınız, gözleriniz buğulanır, yüreğiniz pır pır eder. Evet; ümidinizi yitirdiğinizde size ümit, boğulmak üzere olduğunuzda el uzatan insanlar. Bunlara da bir dost anlamı yükleyeceksem,  kötü gün dostu derim.

Sizi siz olarak kabul eden, her durum ve ortamda size sahip çıkan, sizin yanınızda olan insanlar da görürsünüz. Samimi, güvenilir insanlar. Pozisyonunuzdan çıkar elde etmeyecek kadar ağırbaşlı ve olgun olurken, düştüğünüzde de korkmadan cesur bir şekilde size el uzatan insanlar. Her daim gönlü ve ruhu ile sizinle olan insanlar.  Bunlara da anlam yüklemek gerekirse “iyi ve kötü gün dostu” kavramı çok iyi yakışır, diye düşünüyorum.  Bunlara gerçek dost diyorum. Esasında, “dost” kavramının içini de tam olarak bu tanımlamanın doldurduğu kanaatindeyim.

Dost olmak;  candan inanmak, candan güvenmek kısaca ona can olmaktır. Dost olmak, büyük ozanın da atıfta bulunduğu, “kara toprak” olmaktır. Bağrına basmaktır, her yönüyle hiçbir yerini açıkta koymadan sarmalamaktır. Dost olmak, zaman, mekân ve duruma göre değişmeden, zaman ve emek harcayarak karşılıksız ve fedakârane bağlılıktır.

Güven kelimesinin altını çizip, iyi gün dostlarımız varsa, dikkatli olalım derim. Kötü gün dostlarımız mı onları asla unutmamalı; gönlümüzün, dünyamızın kapısını onlara aralamalı, odamızın üst köşesinde misafir olarak ağırlamalıyız. Ne mutlu; iyi gün ve kötü gününüzde yanınızda olan gerçek dostlara, canlara, gönüldeşlere sahip olanlara.  Az da olsa gerçek dosta sahip biri olarak bahtiyarım. Selam olsun canlara, dostlara… Sahi siz kaç gerçek dosta sahipsiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
İbrahim KILIÇ Arşivi