Öğretmenleri Bekleyen Nepotik Tehlike; Adaylık Değerlendirme Komisyonu

Öğretmenlik Meslek Kanununun apar-topar TBMM’ye sevk edilip; Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda hiçbir değişikliğe uğramadan kabul edilmesiyle; meclis genel kurulunda da herhangi bir değişikliğe uğramadan kanunlaşacağı anlaşılıyor.
Kanunun; hazırlanışı, kamuoyunda tartışmaya açılmaması ve kanunlaşma sürecindeki bu esnek olmayan katı yapısı, hazırlayanların, kanundan farklı beklentiler içine girme amacında olabileceği şüphesini akla getiriyor! 
Kanunda, öğretmenlik mesleğini ilgilendiren birçok konunun yer almamasının, sadece öğretmenliği kariyer basamaklarına ayırmasının ve bu konu ile ilgili özlük haklarına ilişkin maddelerin yürürlük tarihinin 15 Ocak 2023 olmasının garabeti ortada dururken; aday öğretmenliğe ilişkin kimi geri ve kısıtlayıcı düzenlemelerin yapılmasının anlamı ne olabilir?
Aday öğretmenliğe ilişkin düzenlemelerden en önemlisi ‘Adaylık Değerlendirme Komisyonu’ adı altında kurulması amaçlanan komisyon. 
Kanun tasarısının ‘Aday öğretmenlik’ başlığı altındaki 5.madde, 3.fıkrasında “Aday öğretmenler, eğitim ve uygulamadan oluşan Aday Öğretmen Yetiştirme Programına tabi tutulur. Aday öğretmenlerden, adaylık süreci sonunda Adaylık Değerlendirme Komisyonu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda başarılı olanlar öğretmenliğe atanır.” hükmü yer almaktadır.
Yürürlükteki mevzuata göre, aday öğretmenlik sonunda merkezi olarak yapılan ve çoktan seçmeli sorulardan oluşan ‘Adaylık Kaldırma Sınavı’ yerine getirilen ‘Adaylık Değerlendirme Komisyonu’ değerlendirmesinin nasıl olacağı, komisyonun kimlerden oluşacağı, ne tür sorular sorulacağı, değerlendirmenin objektif olup-olmayacağı, değerlendirme kriterlerinin ne olacağı gibi belirsizlikler; bu komisyon değerlendirmesinin, bugün kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılan ve 20 bin öğretmen arasından 1 350 öğretmenin mülakat komisyonunca acımasızca saf dışı edilmesi uygulamasının benzerinin, aynı komisyon tarafından da hayata geçirileceğini düşündürüyor!
Bin bir emekle üniversitelerden mezun olan, KPSS sınavının Genel Yetenek-Genel Kültür ile Eğitim Bilimleri oturumlarına ve alanlarına bağlı olarak Öğretmenlik Alan Bilgisi Testine katılarak, bu sınavları (ÖABT) başarıyla geçen, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması (Hukuk ve kanun kurallarına bağlı olması şartıyla) sürecini tamamlayan ve aday öğretmen olarak atanmaya hak kazanan öğretmenlere, diğer hiçbir memuriyet kadrosunda olmayan ‘Adaylık Değerlendirme Komisyonu’ engelinin getirilmesi; hukuk, adalet, liyakat ve eşitlik kurallarına uymamaktadır!
‘Adaylık Değerlendirme Komisyonu’; kamu görevlerinde, yönetimin kendine yakın hissettiği bazı kişileri haksız yere ve yasalara aykırı olarak desteklemesi, koruması, kayırması; bir kimsenin beceri, yetenek, başarı ve eğitim düzeyi gibi liyakat ile ilgili faktörleri dikkate alınmaksızın, sadece ilişkilerini esas alınarak istihdam edilmesi olarak tanımlanan ‘Nepotizm’ kavramını, Öğretmenlik Meslek Kanununu hazırlayan siyasi irade tarafından, öğretmen atamalarında hayata geçirmek için ihdas edilmiş bir komisyon gibi görünüyor!
Kanun, başkaca eksikliklerinin yanında, nepotizm uygulamalarına araç olacak ‘Adaylık Değerlendirme Komisyonu’nu içerdiği; öğretmenleri, bugünkü ‘Mülakat’ garabetine benzer haksız uygulamalara maruz bırakacağı için öğretmenlik mesleğinin geleceği açısından da çok tehlikelidir!
Bu anlamda, Adaylık Değerlendirme Komisyonu gibi bir uygulamanın mevzuata girmemesi, genç öğretmenlerimizin bu tehlikeli süreçten korunması gereklidir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Abdullah DAMAR Arşivi