Öğretmenlik Meslek Kanunu

Aylardır konuşulan Öğretmenlik Meslek kanunu nihayet 14.02.2022 tarihinde, 31750 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. (https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/02/20220214-1.htm) 10 temel maddeden oluşan kanunumuzun  ilk iki maddesinde kanunun amaç ve kapsamı, 7. maddesinde “hükmü bulunmayan haller”, 8. maddenin ilk fıkrasında ”Uzman ve Başöğretmenlik unvanlarından kaynaklanacak  tazminat artışları, 10.maddesinde de ,önceki eğitim kanunlarındaki bazı maddelerin yürürlükten kaldırılması  (14/6/1973 tarihli ve 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununun 43 üncü ve 45 inci maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır) düzenlenmiştir.

3.maddede öğretmenlik mesleği, 4.maddede öğretmenlerin nitelikleri, 5.maddede aday öğretmenlik, 6. maddede ise “ öğretmenlik kariyer basamakları” düzenlenmiştir. 8. maddenin 2.fıkrasında derece ve kademelerine göre öğretmenler için öngörülen ek göstergeler tespit edilmiş olup, 1.derecedeki öğretmen için 3600 ek gösterge tanımlaması yapılmıştır. 

Ancak yürürlük (madde-11)   maddesi ile kanunun  (Uzman ve  ve Başöğretmenlik için tazminatlarda artış öngören  ve  3600 ek gösterge düzenlemesini getiren ) 8. inci maddesinin  yürürlük tarihi ertelenerek, 15/1/2023 tarihine ötelenmiştir.

Kanuna genel olarak bakıldığında; “Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun, öğretmenliğin tanımı, seçimi, nitelikleri, aday öğretmenlik, kariyer basamakları ve ek gösterge düzenlemesinden ibaret olduğu görülür. Ek gösterge düzenlemesi dışındaki tüm maddelerin benzerleri 1739 sayılı  Milli eğitim Temel Kanununda  da yer alıyordu. https://www.lexpera.com.tr/mevzuat/kanunlar/milli-egitim-temel-kanunu-1739 Bu kanunla yeni olarak getirilen sadece 3600 ek gösterge durumudur.

Kanunun “Öğretmenlik Kariyer Basamakları”nı düzenleyen 6.maddesinin 3.fıkrasında   “ Yüksek lisans eğitimini tamamlayanlar uzman öğretmen unvanı için öngörülen, doktora eğitimini tamamlayanlar ise başöğretmen unvanı için öngörülen yazılı sınavdan muaf tutulur.”  ifadesi yer almaktadır. Burada biraz muğlaklık söz konusu olmakla birlikte, kanunda tezli-tezsiz ayırımına gidilmediğine göre, tezsiz yüksek lisans eğitimini tamamlayanlar da bu maddeden yararlanacak gibi görülmektedir.  Bilindiği gibi son yıllarda birçok üniversite tarafından genel uygulamaya aykırı olarak ücreti mukabilinde (uzaktan ya da yüz yüze), “Tezsiz Yüksek Lisans” programları açılmakta, programı tamamlayanlara “Tezsiz Yüksek Lisans Diploması” verilmektedir. Yine öğretmenliğin temel kaynağı olan Eğitim Fakültelerinde öğretmen adaylarına cari müfredat içerisinde verilen Pedagojik Formasyon eğitimini,  eğitim fakültesi dışındaki bazı bölüm mezunları (Edebiyat, Fizik, Kimya, Felsefe, Tarih, İlahiyat vb.) öğretmenlik için öngörülen söz konusu Pedagojik Formasyon eğitimlerini, “tezsiz yüksek lisans eğitimi” adıyla bazı üniversitelerden sonradan almaktalar.. Kanunumuz tezli-tezsiz ayırımı yapmadığına göre fakülte eğitimleri içerisinde pedagojik formasyonlarını alan eğitim fakültesi mezunları direk (sınavsız) Uzman Öğretmen olamaz iken, dışardan pedagojik formasyon eğitimi alarak öğretmen olan eğitim fakültesi dışındaki bölüm mezunları, 10 yıl kıdem şartını tamamladıkları takdirde sınavsız uzman öğretmen olacaklardır ki bu tam bir garabettir.
Ayrıca Yüksek lisans eğitiminde alan sınırlaması da yapılmamış, herhangi bir branş öğretmeni, herhangi bir bilim dalında yüksek lisans eğitimi alması “Uzman Öğretmen” olması için yeterli görülmüştür. Görsel sanatlar öğretmeninin, iktisat alanında, Beden Eğitimi öğretmeninin Kamu yönetimi alanında, Türkçe öğretmeninin İlahiyat alanında……….. yaptığı/yapacağı yüksek lisans eğitimlerinin öğretmenlik niteliklerine nasıl katkı sağlayacağı tartışmalı bir konudur.  

Öncelikle “Yüksek Lisans “ (master) derecesi bilimsel bir paye olup, birçok sınavı (Ales,Yökdil,Bilim Sınavı vs.) aşarak, sınavlarında başarılı olduğu belli bir eğitim sürecinden sonra, bir konuda hazırladığı uzmanlık tezini  bilim adamlarından oluşan bir jüri önünde savunmak ve jürinin onayını almakla elde edilir. Tezsiz Yüksek lisans ile asla bir eşit tutulamaz/tutulmamalıdır.  

Yüksek lisanstan amaç öğretmenliğin niteliğinin geliştirilmesi/yükseltilmesi ise-ki öyle olmalıdır- uzaktan tezsiz yüksek lisans eğitimi ile bunun sağlanabildiği/sağlanabileceğini beklemek makul ve bilimsel bir yaklaşım değildir.

Bu kanunla eğitim fakültesi mezunu öğretmenler, pedagojik formasyonlarını fakülte eğitimleri içerisinde aldıkları için mağdur edilmektedirler.

Sonuç olarak “Dağ fare doğurmuştur”. Kariyer basamaklarındaki sınavsız geçişlerde hakkaniyet sağlanamamıştır. 2005 yılında çıkartılan ve bir defa uygulanan  “Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Yönetmeliği”nin 9.maddesinde, sınavsız uzman ve başöğretmenliğe geçişler, ”Alanında veya eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans veya doktora öğrenimini tamamlayanlar, öğretmenlik kariyer basamaklarında yükselme sınavından muaftır.” şeklinde düzenlenmiş idi.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2005/08/20050813-2.htm)    Uzman Öğretmenliğe sınavsız yükselişte, yüksek lisans eğitiminin 2005 yılında çıkan yönetmelikte olduğu gibi; tezli ve öğretmenin alanında/eğitim bilimleri alanında yapılmış olması şartı aranması doğru olurdu. Bu kanundan “uzaktan tezsiz yüksek lisans” programları açan üniversiteler büyük fayda sağlayacaklardır. Son yıllarda ticari kaygılarla hızla artan üniversitelerin “tezsiz yüksek lisans” eğitimleri (bir milyondan fazla öğretmen iyi bir pazar olduğundan) bu kanunun yürürlüğe girmesiyle katlanarak artacaktır. Yüzbinlerce öğretmenin yoğun talebiyle, “uzaktan tezsiz yüksek lisans eğitimi” için bütün şartlar minimize edilecek,4+4+4+4+2 formülü ile öğretmenler, uzman öğretmenlik sağlayacak diplomaya, üniversiteler de maddi kaynaklarına kavuşacaklardır.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Şeref ŞEN Arşivi