Anneler Günü

2015 de radyolarda dinlediğim, çok etkilendiğim ve hiç unutamadığım bir reklamı sanırım sizler de hatırlayacaksınız…

O reklam, canhıraş bir tonda bir çocuk ağlamasıyla başlıyordu… İlk anda ne olduğunu anlamaya çalışırken, insanın farklı duygularını tetikleyen, merak uyandırırken, merhamet yanı sıra üzülen bir insanın kızgınlığına evrilen çok farklı duyguları tetikleyen o çocuk ağlaması sesi devam ediyor ve devamında “… bu sese 10 saniye dayanamadınız değil mi?” diyen ve annelerimizin bu sese dayanmalarındaki o derin duyguyu izah eden bir reklamdı…

O reklamın devamında; “10 saniye zor dayandığımız sese onlarca saniyeler değil, onlarca saatlerin, günlerin, onlarca haftaların, yılların da ötesinde bir ömrün adandığını hatırlatan duygularımı yeniden yaşadım…

Yine geçtiğimiz yıllarda; sosyal medyada paylaşılan bir iş görüşmesi kaydını hatırladım… Sanırım sizler de hatırlayacaksınız.

Bu iş görüşmesinde, görüşme yapılan insanlara teklif edilen işin çalışma şartları açıklanıyordu… Bu şartlarda; 7/24 çalışma mecburiyeti, çalışma şartlarının detayları ve zorlaştırıcı şartlar konuşulurken,  ücret detayları hiç konuşulmuyordu… Bila ücret, gönüllü çalışma şartlarına dönük beklentiler hissettiriliyordu. Görüşme yapılanların, “bu şartlarda çalışan var mı?”  sorusuna; “Bu şartlar altında çalışan sayısı, tahminlerin çok ötesinde olduğu” cevabı dikkatleri çekiyordu.

Görüşme yapılan ve izleyiciler biraz bekletildikten sonra “ANNE” karşılığının verilmesi ile yaşanan duygusallığın yer aldığı paylaşımı hatırladım… Siz gönül dostlarına da hatırlatmak istedim…

Evet, hiçbir maddi beklenti olmadan, aksine maddi ve manevi her şeyi harcamak temelinde, mesai saatiyle değil, ara vermeden, 7/24, bıkmadan, usanmadan, o sevgi dolu bakışlarla, bir ömrü adayan annelerimizi daha bir derin hissettim, duygularımın zirvesini yaşyordum…

Esma-ül Hüsna’da üçüncü sırada zikrettiğimiz, merhamet eden, en iyi şekilde koruyan ve bağışlayan anlamlarına gelen “Er-Rahim”  isminin mana derinliğinde; dünyaya gelmeden önce, annelerimizin karnında korunduğumuz ve yetiştiğimiz yerin aynı isimle adlandırılmasının mana derinliği de bir başka tevafuk değil mi?

En iyi şekilde korunduğumuz ana karnında; ne üşünür, ne de sıcaktan bunalmak vardır. Ana karnında bebek için yorulmak da yoktur.  Ana karnının yemişi (yemeği) sürekli olup, korkunun, üzülmenin olmadığı, mutluluğun yaşandığı yerdir.

Ana karnında, içene lezzet veren içecekler olduğu gibi susamak da yoktur. Pis olan hiçbir şeyin olmadığı en hijyen ortamdır… Nefsinin çektiği, gönlünün arzuladığı tatları, annenin aşermesiyle karşılanan namütenahi bir yerdir. Ana karnı bizim açımızdan anamızın en korunaklı, en emin olduğumuz yerdir…

Tıpkı Allah’ın (c.c.) Kur’an da;

ü  “Orada ne yakıcı sıcak görülür, ne de dondurucu soğuk.” (İnsan, 13)

ü  “Onlar orada bıkkınlık hissetmezler, (Hicr 48

ü  “Burada bize ne yorgunluk değecek ve ne de bıkkınlık ilişecektir. "(Fatır 35).

ü  “Oranın yemişi ve gölgesi süreklidir.” (Ra’d 35)

ü  “Berrak, içene lezzet veren, sersemletmeyen ve sarhoş etmeyen içkileri vardır.” (Saffat 46, 47)

ü  Orada her çeşit meyve onlar içindir. Bütün arzuları yerine getirilir. (Yasin 57)

ü  “Çeşitli meyveler vardır.” (Zuhruf 73)

ü  “Şüphesiz (kötülüklerden) korunanlar cennetlerde ve nimet içindedirler.”( Tur 17.)

Surelerinde “Cennetin” tasvir edildiği özelliklerine baktığımızda;

En iyi şekilde korunduğumuz ve verdiğimiz rahatsızlıklara karşın, bağışlandığımız ana karnında, bu kutlu mekânın sahibi olan analarımız, bizim için “Cennettir”…

Kendisi cennet olan anneler, isterse dünyayı da cennete çevirebilirler,..

O anneler ki;

Biz, biz kılan değerlerimizi aktaran, sevgi ve  şefkat duygularımızı besleyen, yol gösteren canı yansa da bize muhabbetle bakan, en dar anımızda bir sıcak bakışla, yeniden can veren; insan olmamız sürecinde erdemlerle buluşturan, ruhumuzun her dalgalanışında,  sükûnete ulaştıran ve huzura erdiren,  en onulmaz dertlerimize merhem olan, erdemli, anne olmanın güçlü sezgileriyle, bilgeliğin aydınlığında bizlere yol gösteren, gönül pencerelerimizin perdelerini açan, en korunmasız anımızda en vahşi saldırılara uğradığımızda bizi korumak için, kendini siper eden, koruyan, kollayan, kurtaran anneler,  

Çocukluğumuzun en unutulmaz anları olan; en güzel ninnilerin, masalların, şarkıların gizemli sesi olan, bu dünyada cennetimiz olan anneler,

Hiçbir ses, sizin sesinizden, hiçbir söz sizin sözünüzden, hiçbir koku sizin kokunuzdan ve de hiç bir varlık sizin varlığınızdan daha güzel ve üstün değil…

Bu denli üstün hasletleriniz, karşılıksız emekleriniz, tarifsiz ve tanımsız özveriniz karşılığında, bu özel günde size hangi kelimelerle seslenmek, hangi güzel çiçeklerle, hangi güzel hediyelerle size koşmak sizin hakkınız olan karşılığa yeter, bu dünyada cennetimiz olan, siz annelerimize…

Bu duygu ve düşünceler yoğunluğunda; Şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği yönetim kurulu adına;

Bu dünyada cennetimiz olan, siz annelerimizin, bu özel günlerini kutluyor, dualarına muhtaç olduğumuzu belirtiyor, o mübarek ellerinden öpüyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Metin AKGÜN Arşivi