Klasizme (Kuralcılığa) tepki olarak doğan Romantizm(Coşuculuk) duygu,tutku hayal ve özgürlük temeline dayanır. Sanatın her dalına yansıyan “Romantizm” bizde de belirli dönemlerde Edebiyat,Resim vs sanat dallarında etkin olmuş ve toplum yaşam ve kültürüne olumlu yansımıştır.. Ülkedeki iktidar koltuk kavgaları siyasi ideolojik dayatmalar siyasi çekişmeler, bozuk ekonomi Darbeler, Darbe girişimleriyle ,Muhtıralarla Sıkıyönetimler ve OHAL’ler darağaçları,idamlar,infazlar,zindanlar ,yasaklar, baskılar kişi hak ve özgürlüklerinin ihlaliyle toplumsal yaşamda psikolojik bozukluk ve travma... Militarizm etkili toplum ,Siyasilerin, Egemen Güçlerin, İç ve Dış İş Birlikçilerin Patron, Sermayenin,Muhafazakar’ın (karı muhafaza edenin) baskıyla dayattığı Kapitalizm ve Sömürü düzeniyle yarını,geleceği olmayan umutsuz, mutsuz, his ve duygudan ruhsal olarak tamamen soyutlanmış ”rutin” bir yaşama mahküm edilimiş kalabalıklar haline getirilmiş asosyal kitleler.. Militarizmin Kapitalizmin,Egemen Güçlerin ,Otoriter Baskıcı,Yasaklayıcı,Yok Sayıcı yapı ve yönetimlerin hakim olduğu sömürü düzenini sürdürdüğü birey ve toplumlarda 1980 sonrası ve günümüzde romantizm geçmişte yaşananlarla anı olarak kalmış “nostaljiye” dönüşmüştür.Romantizm (Coşuculuk) akımı bu gün memlekette yerini durgunluğa bırakmıştır.Romantizmden,Nostaljiye...!
