MEB HİZMET PUANI DEĞİŞİKLİĞİ DEĞERLENDİRMESİ

Geçen yıl yazdığım bir makalede lisansüstü öğrenimine devam etmekte olan öğretmenlerimize verilmesi gereken destekten bahsetmiştim. Hatta şu rakamları paylaşmışım:

Milli Eğitim Bakanlığı, üç gün önce 2018 yılı idare faaliyet raporunu kamuoyuyla paylaştı. MEB, personelinin eğitim düzeyine göre dağılımını sayılarıyla birlikte oransal olarak da açıkladı. 1.000.090 personel içerisinde en çok yüzdeye sahip olunan eğitim düzeyinin % 81.74 ile lisans düzeyi olduğu görüldü. Yüksek lisans eğitim düzeyi ise % 8.93, doktora eğitim düzeyi ise % 0.14 olduğu görüldü.

Lisansüstü öğrenim, öğrenim sürecinin bir parçası olarak her daim önem arz eder olmuştur.  Bilhassa gelişmiş ülkeler için daha fazla önem teşkil eden bir öğrenim basamağıdır, lisansüstü öğrenim... Nihayet ülkemizdeki değeri de geç de olsa anlaşıldı. Bundan memnuniyet duyuyor, sayın bakanımızı bu girişiminden dolayı tebrik ediyoruz.

Ancak bununla birlikte şu hususu da hatırlatmayı zaruri görüyorum. Lisansüstü öğrenimine devam etmek isteyip de edemeyen “MÜLAKATZEDE” öğretmenlerimizin durumu ne olacak? Zira yüksek lisans mülakatlarında torpile kurban giden birçok kişi olmakta hak etse bile asil listeye dâhil edilmemektedir.

Her ne kadar lisansüstü öğrenim ile ilgili birçok engeller bulunsa da, akademik anlamda kendini yetiştirmek isteyen birçok eğitimcinin bin bir zorluğa rağmen lisansüstü kariyerine devam ettiğini biliyor, duyuyor, gözlemliyoruz. Bilhassa öğrenim özrünün kaldırılmasıyla birlikte bazen şehirler arası yolculuk yaparak bu kariyerine devam eden eğitimcilere destek olunması ve hatta bu tür hususların MEB tarafından desteklenmesi de önem arz etmektedir. Unutulmamalıdır ki, her bölüm/program her üniversitede yoktur. Ayrıca öğretmenimizin alanı ile ilgili görev yaptığı şehirdeki üniversitenin lisansüstü programı bazen bulunmamakta, bazen de bulunsa dahi başvurulardan sonra MÜLAKAT denen “Adaletsiz, haksız ve eşitliğe aykırı torpil dayatması sistemin” kurbanı olarak elenebilmektedir. Bütün bunlara rağmen görev yaptığı şehirden üniversitesinin bulunduğu şehre kilometrelerce yol gidip bu kariyerine başka şehirlerde devam eden tüm arkadaşları yürekten kutlamak gerekir.

Öğrenim gördüğü üniversite, çalıştığı kuruma yakın mesafede olan öğretmenlerimizden bazılarının da Milli Eğitim Bakanlığı Personeli İzin Yönetmeliği’nin “Öğrenim İzni” kısmındaki ifadelerin açık uçlu olmasının sebep olduğu birçok mağduriyete rağmen bu öğrenimlerini sürdürmeye çalıştığını biliyoruz, görüyoruz. 

Göreve gelen Milli Eğitim Bakanlarımız lisansüstü öğrenimi desteklediklerini belirtseler bile, çalıştıkları il dışında lisansüstü öğrenim gören öğretmenlerimiz için yönetmelikte gerekli maddelerin yer almaması sebebiyle lisansüstü öğrenim gören öğretmenlerimiz zor durumda kalmaktadır ve bu konuda birçok mağduriyet yaşanmış ve yaşanmaya da devam etmektedir. Dolayısıyla evet yüksek lisans yapana, doktora yapana ek hizmet puanı verilmesi gayet olumlu ve isabetli bir karardır. Ancak öncesinde bu tip sorunların çözülebilmesi için gerekli çalışmaların yapılması elzemdir.

Yine çok tepki alan hususlardan biri de bir zamanlar “pedagojik formasyon” adıyla anılan ve öncesindeki ismiyle tezsiz yüksek lisans diye geçen eğitimle ilgilidir. Zira bu eğitim, yüksek lisans sayılmayıp ek puana dâhil edilmemiştir. Doğrusu da budur. Zira öğretmen olmanın gerekliliklerinden biri de pedagojik formasyon eğitimine sahip olmaktır. Bu nedenle formasyon bilgisine sahip olmanın ayrıcalıklı bir durum arz etmesi haksızlık olurdu. Bu sebeple her ne kadar çok fazla eleştirilse de bakanlığın vardığı bu karar doğru ve yerinde bir karardır. Bu eğitimin adı sürekli değişmiş ve bir zamanlar tezsiz yüksek lisans eğitimi ile verilen bu belge şimdilerde sertifika olarak verilir olmuştur. Hatta son kararla bu bile değişmiş, hizmetiçi eğitime dönüşmüştür.

Tartışılan diğer bir konu ise “Bu karar, bugünden öncesini kapsayacak mı kapsamayacak mı?” hususudur. Bu noktada belirtilmesi gereken ve altını çizerek ifade etmemiz gereken bir durum vardır. Zira kazanılmış hakkın muhafaza edilmesi şarttır. Nitekim doktora, yüksek lisans hayatta bir defa yapılır. Çünkü bu tip eğitimler meşakkatli ve yoğun emek isteyen bir süreçtir. Bu sebeple bireyin doktor ya da bilim uzmanı unvanı alıp-almamasına bakılmalı ve buna göre hakkı korunmalıdır. Aynı şekilde tezsiz yüksek lisans da olsa bu haktan faydalanmalıdır. Bakanlığın ilgili değişiklikte bahsettiği üzere, formasyon bu sürece dahil edilmemelidir. Zira öğretmen olmanın gerekliliklerinden biri formasyona sahip olmaksa o zaman bunu bir ayrıcalık olarak sunmak ve puan talebinde bulunmak yanlış olacaktır.

Son olarak başarı belgesi sahiplerine de ek puan verilecek. Evet, bu da güzel bir uygulama. Ancak bu belgeleri verirken ne kadar adil davranılıyor, bunu da tartışmak lazım. Bu da ayrı bir makalenin konusu olsun. Tabi zorunlu hizmet ile ilgili değişikliği unutmuş değilim. O konuya da bir başka makale de değinmek üzere esen kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mehmet GÜLEÇ Arşivi