TELAFİ TARTIŞMALARI EŞLİĞİNDE SEZONU BİTİRİRKEN

2020-2021 Eğitim-Öğretim Yılı’nın sonuna doğru yaklaşmaktayız. Ancak gelinen bu son süreçte adına “TELAFİ” denen ve okulların kapanmasını iki hafta öteleyen ve tartışmaların fitilini ateşleyen söylemler bu konunun önümüzdeki yılında başlıca tartışma konuları arasında yer alacağını gösteriyor. Hatta iddiam odur ki önümüzdeki birkaç yıl boyunca “Uzaktan Eğitim” sürecinden kaynaklanan ve yaklaşık bir buçuk yıla yakın süren bu sürecin eğitimde ortaya çıkardığı hususlar üzerine daha çok konuşmalar olacak daha çok yazılar yazılacaktır.

Malumunuz geçtiğimiz hafta ilkokullar apar topar akşam vakti alınan bir kararla açıldı. Öğrenciler ve veliler hazırlıksız yakalandı. Karar alıcılar plansız programsız yaptıkları çalışmalara bir yenisini daha eklemiş oldular. Ancak burada değinilmesi gereken bir başka olayda bu sürece “TELAFİ EĞİTİMİ” adının verilmesi... Zira “telafi” yanlış yapılan ya da eksik yapılan bir durumun iyileştirilmesi anlamına gelmektedir. Burada da ister istemez şöyle bir tartışma başlamış bulunmaktadır. “Uzaktan Eğitim” sürecinde saatlerce ekran başında adeta imkânları zorlayarak eğitim yapmaya çalışan öğretmenlerimiz neyi eksik yapmış ya da yanlış yapmıştır? İster istemez bu ifadeyi kullanan sayın bakana öğretmenlerimiz bu soruyu yöneltmektedir. Mevcut şartlarda elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan bir öğretmen neyi nasıl telafi edecektir? Yaşanan eksiklikler olduysa bu durumun sorumlusu kimdir? Bu durum öğretmenlerimizden mi kaynaklanmıştır? Yoksa tableti olmayan ya da internet altyapısı olmayan öğrencilerimizin derslere katılamamasından mı kaynaklanmıştır? Yoksa sınavlara girişi öğrencinin tercihine bırakan siyasi iradeden mi kaynaklanmıştır? Bu tartışma daha çok su götürür değerli okurlar. 

Gelelim ikinci tartışma konusuna… Öğretmenlerimizin her sene sonunda yaptığı seminer çalışmasının bu yıl yapılmayacağı müjdesine… Aslında bu bir müjde midir? diye de tartışılabilir. Zira öğretmenlerimizin tatili resmiyette zaten 1 Temmuz günü başlar. Dolayısıyla öğretmenlerimize lütufta bulunur gibi bir söylemle sanki iş takvimini kısaltmış gibi göstermek toplum nezdinde ve eğitimi bilmeyen (ve aynı zamanda haddini bilmez) bazı gazetecilerin televizyon ekranlarında ifade ettiği üzere öğretmenlerimizi daha az çalışıyor gibi göstermek geleceğimizin mimarları olan öğretmenlerimizi bir hayli üzmüştür. 

Yapılan üzücü tartışmalar eşliğinde bir eğitim sezonunun daha sonuna yaklaşırken geçen süreçte ortaya çıkan sonuçları değerlendirmek üzere karar alıcıların önünde iki ay gibi koca bir süreç bulunmaktadır. Karar alıcılar bu süreci çok iyi değerlendirmelidir. Örneğin gereken aşı tedariki biran evvel sağlanmalı ve Eylül’de okulların açılması planlanarak öğrencilerinde aşılanması sağlanmalıdır. Böylece sağlıklı bir eğitim ortamı oluşturulup yüz yüze eğitime biran evvel başlanılmalıdır. 

Uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimin yerini tutmadığı tüm araştırmalar neticesinde ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte destekleme ve yetiştirme kurslarına da önem verilip ara sınıflarda da bu kursların açılması teşvik edilmeli ve öğrencilerimizin her yönüyle gelişimine etki edecek faaliyetlerin çoğaltılması adına gereken yapılmalıdır. 

Yaşanan bu küresel salgın nedeniyle ortaya çıkan birtakım sosyolojik sonuçlara ilişkin “Milli Eğitim Seferberliği” başlatılabilir. Zira küçük yaşta evlilik, çocuk işçiliğinin artışı gibi bazı sorunlar üzerine detaylı çalışmalar yapılması gerekmektedir. Okulla teması kesilen bazı öğrenciler adına iş yaşamının başlaması ve bu öğrencilerimizin eğitimden kopuşu başlı başına bir kayıptır. Bu kayıpların farklı örnekleri farklı şehirleri bulunmaktadır. Ancak bu sorunlar konunun uzmanı kişilerce gerekli istişare kurullarında görüşülüp gerekli yol haritası çizilebilir. Lakin iki hafta gibi bir sürede “gönüllülüğe bırakılan” bir “TELAFİ” eğitimi yaparak “mış” gibi yapmanın bir anlamı da bulunmamaktadır. Bu anlamda daha yapıcı bir süreç izlenebilirdi. Ama en azından bundan sonrası için daha yapıcı bir sürecin izlenmesini diliyor, şimdiden tüm öğretmen ve öğrencilerimize iyi tatiller diliyorum. Bu duygu ve düşüncelerle sağlıklı bir ortam altında Eylül’de okulların yeniden açılmasını temenni ediyorum. 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mehmet GÜLEÇ Arşivi